Translation meaning & definition of the word "pace" into Turkish language
Türk diline "uzay" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Pace
[Hız]/pes/
noun
1. The rate of moving (especially walking or running)
- synonym:
- pace ,
- gait
1. Hareket etme oranı (özellikle yürüme veya koşma)
- eşanlamlı:
- hız ,
- yürüyüş
2. The distance covered by a step
- "He stepped off ten paces from the old tree and began to dig"
- synonym:
- footstep ,
- pace ,
- step ,
- stride
2. Mesafe bir adımla kaplanır
- "Yaşlı ağaçtan on adım uzaklaştı ve kazmaya başladı"
- eşanlamlı:
- ayak sesi ,
- hız ,
- adım ,
- aşmak
3. The relative speed of progress or change
- "He lived at a fast pace"
- "He works at a great rate"
- "The pace of events accelerated"
- synonym:
- pace ,
- rate
3. Nispi ilerleme veya değişim hızı
- "Hızlı bir tempoda yaşadı"
- "Büyük bir hızla çalışıyor"
- "Olayların hızı hızlandı"
- eşanlamlı:
- hız ,
- faiz
4. A step in walking or running
- synonym:
- pace ,
- stride ,
- tread
4. Yürümek veya koşmak için bir adım
- eşanlamlı:
- hız ,
- aşmak ,
- adımlamak
5. The rate of some repeating event
- synonym:
- tempo ,
- pace
5. Tekrar eden bazı olayların oranı
- eşanlamlı:
- tempo ,
- hız
6. A unit of length equal to 3 feet
- Defined as 91.44 centimeters
- Originally taken to be the average length of a stride
- synonym:
- yard ,
- pace
6. 3 feet'e eşit uzunlukta bir birim
- 91.44 santimetre olarak tanımlanmaktadır
- Başlangıçta bir adımın ortalama uzunluğu olarak alınır
- eşanlamlı:
- yarda ,
- hız
verb
1. Walk with slow or fast paces
- "He paced up and down the hall"
- synonym:
- pace
1. Yavaş veya hızlı adımlarla yürüyün
- "Salondan aşağı yukarı adım attı"
- eşanlamlı:
- hız
2. Go at a pace
- "The horse paced"
- synonym:
- pace
2. Hızla ilerlemek
- "At tempolu"
- eşanlamlı:
- hız
3. Measure (distances) by pacing
- "Step off ten yards"
- synonym:
- pace ,
- step
3. Pacing ile ölçü (durumlar)
- "On metre ilerleyin"
- eşanlamlı:
- hız ,
- adım
4. Regulate or set the pace of
- "Pace your efforts"
- synonym:
- pace
4. Hızını ayarlamak veya ayarlamak
- "Çabalarınızı karşılayın"
- eşanlamlı:
- hız
Examples of using
Let's pace ourselves.
Volta atalım.
Tom kept pace.
Tom ayak uydurdu.
Tom needs a change of pace.
Tom'un hız değişikliğine ihtiyacı var.