Translation meaning & definition of the word "owner" into Turkish language

noun

1. (law) someone who owns (is legal possessor of) a business

• "He is the owner of a chain of restaurants"

synonym:
• owner
,
• proprietor

1. (hukuk) bir işletmenin sahibi (yasal sahibi) biri

• "Bir restoran zincirinin sahibidir"

eşanlamlı:
• mal sahibi

2. A person who owns something

• "They are searching for the owner of the car"

• "Who is the owner of that friendly smile?"

synonym:
• owner
,
• possessor

2. Bir şeye sahip olan bir insan

• "Arabanın sahibini arıyorlar"

• "Bu dostça gülümsemenin sahibi kim?"

eşanlamlı:
• mal sahibi

Examples of using

Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.

Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.

You're the owner.

Sen ev sahibisin.

These items must be returned to their rightful owner.

Bu eşyalar gerçek sahibine iade edilmelidir.

Tom connected the TV to the antenna that the previous owner of his house had mounted on the roof.

Tom TV'yi evin önceki sahibinin çatıya monte ettiği antene bağladı.

Tom ended up becoming the owner of the company.

Tom şirketin sahibi olmaktan vazgeçti.

Tom claimed to be the owner of the land.

Tom arazinin sahibi olduğunu iddia etti.

Tom is the legal owner of this piece of land.

Tom bu arazinin yasal sahibidir.

Tom is the owner of a supermarket.

Tom bir süpermarketin sahibi.

The restaurant owner allowed her to take table scraps home to feed all of her dogs.

Restoran sahibi tüm köpeklerini beslemesi için onun masa kırıntılarını eve götürmesine izin verdi.

Zachary Taylor was a slave owner.

Zachary Taylor bir köle sahibiydi.

Sentence Number 888,888 will bring its owner years of happiness.

888.888 numaralı cümle, sahibine mutlu yıllar getirecek.

Sentence Number 888,888 will bring its owner years of happiness.

Cümle sayısı 888,888 sahibine mutluluk yıllarını getirecek.

The owner of Playfish is Electronic Arts.

Playfish'in sahibi, Electronic Arts'tır.

The owner of this house is Mr. Yamada.

Bu evin sahibi Sayın Yamada'dır.

She claimed to be the owner of the land.

Arazinin sahibi olduğunu iddia etti.

He is the lawful owner of the company.

Şirketin yasal sahibidir.

Is he the owner of that car?

O, o arabanın sahibi mi?

He is the owner of the liquor shop.

Likör dükkanının sahibidir.

You had better put the book back on the desk, for the owner will come back there.

Kitabı masaya geri koysan iyi olur, zira sahibi oraya geri dönecek.

Are you the owner of this house?

Bu evin sahibi siz misiniz?