Translation meaning & definition of the word "outspoken" into Turkish language
Türk diline "açık sözlü" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Outspoken
[Açık sözlü]/aʊtspoʊkən/
adjective
1. Given to expressing yourself freely or insistently
- "Outspoken in their opposition to segregation"
- "A vocal assembly"
- synonym:
- outspoken ,
- vocal
1. Kendinizi özgürce veya ısrarla ifade etmek
- "Ayrışmaya karşı oldukları açık sözlü"
- "Bir vokal montaj"
- eşanlamlı:
- açık sözlü ,
- vokal
2. Characterized by directness in manner or speech
- Without subtlety or evasion
- "Blunt talking and straight shooting"
- "A blunt new england farmer"
- "I gave them my candid opinion"
- "Forthright criticism"
- "A forthright approach to the problem"
- "Tell me what you think--and you may just as well be frank"
- "It is possible to be outspoken without being rude"
- "Plainspoken and to the point"
- "A point-blank accusation"
- synonym:
- blunt ,
- candid ,
- forthright ,
- frank ,
- free-spoken ,
- outspoken ,
- plainspoken ,
- point-blank ,
- straight-from-the-shoulder
2. Tavır veya konuşmada doğrudanlık ile karakterize edilir
- Incelik veya kaçma olmadan
- "Kör konuşma ve düz atış"
- "Kör bir new england çiftçisi"
- "Onlara samimi fikrimi verdim"
- "Sağdan eleştiri"
- "Soruna açık bir yaklaşım"
- "Bana ne düşündüğünü söyle ve dürüst ol"
- "Kaba olmadan açık sözlü olmak mümkündür"
- "Açık sözlü ve noktaya"
- "Açık bir suçlama"
- eşanlamlı:
- köreltmek ,
- dürüst ,
- frank ,
- açık sözlü ,
- dolaysız ,
- omuzdan dümdüz
Examples of using
Tom is outspoken.
Tom açık sözlü.
She's an outspoken person.
O açık sözlü bir kişi.