Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "organic" into Turkish language

Türk diline "organik" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Organic

[Organik]
/ɔrgænɪk/

noun

1. A fertilizer that is derived from animal or vegetable matter

    synonym:
  • organic
  • ,
  • organic fertilizer
  • ,
  • organic fertiliser

1. Hayvansal veya bitkisel maddelerden elde edilen bir gübre

    eşanlamlı:
  • organik
  • ,
  • organik gübre

adjective

1. Relating or belonging to the class of chemical compounds having a carbon basis

  • "Hydrocarbons are organic compounds"
    synonym:
  • organic

1. Karbon temeli olan kimyasal bileşikler sınıfına ait olmak veya bunlarla ilişkili olmak

  • "Hidrokarbonlar organik bileşiklerdir"
    eşanlamlı:
  • organik

2. Being or relating to or derived from or having properties characteristic of living organisms

  • "Organic life"
  • "Organic growth"
  • "Organic remains found in rock"
    synonym:
  • organic

2. Canlı organizmaların karakteristik özelliklerinden olan veya bunlardan türetilen veya bunlara sahip olan

  • "Organik yaşam"
  • "Organik büyüme"
  • "Kaya bulunan organik kalıntılar"
    eşanlamlı:
  • organik

3. Involving or affecting physiology or bodily organs

  • "An organic disease"
    synonym:
  • organic

3. Fizyoloji veya bedensel organları ilgilendiren veya etkileyen

  • "Organik bir hastalık"
    eşanlamlı:
  • organik

4. Of or relating to foodstuff grown or raised without synthetic fertilizers or pesticides or hormones

  • "Organic eggs"
  • "Organic vegetables"
  • "Organic chicken"
    synonym:
  • organic

4. Sentetik gübreler, böcek ilaçları veya hormonlar olmadan yetiştirilen veya yetiştirilen gıda maddelerinin

  • "Organik yumurtalar"
  • "Organik sebzeler"
  • "Organik tavuk"
    eşanlamlı:
  • organik

5. Simple and healthful and close to nature

  • "An organic lifestyle"
    synonym:
  • organic

5. Basit, sağlıklı ve doğaya yakın

  • "Organik bir yaşam tarzı"
    eşanlamlı:
  • organik

6. Constitutional in the structure of something (especially your physical makeup)

    synonym:
  • constituent(a)
  • ,
  • constitutional
  • ,
  • constitutive(a)
  • ,
  • organic

6. Bir şeyin yapısında anayasal (özellikle fiziksel makyajınız)

    eşanlamlı:
  • kurucu(a)
  • ,
  • anayasal
  • ,
  • organik

Examples of using

Tom says that he only eats organic food.
Tom diyor ki sadece organik gıda yiyormuş.
Tom says that he only eats organic food.
Tom sadece organik gıda yediğini söylüyor.
Tom only eats organic food.
Tom sadece organik gıda yer.