Translation meaning & definition of the word "ordered" into Turkish language

adjective

1. Having a systematic arrangement

• Especially having elements succeeding in order according to rule

• "An ordered sequence"

synonym:
• ordered

1. Sistematik bir düzenlemeye sahip olmak

• Özellikle kurallara göre sırayla başarılı olan unsurlara sahip olmak

• "Sıralı bir dizi"

eşanlamlı:
• sipariş vermek

2. Disposed or placed in a particular kind of order

• "The carefully arranged chessmen"

• "Haphazardly arranged interlobular septa"

• "Comfortable chairs arranged around the fireplace"

synonym:
• arranged
,
• ordered

2. Belirli bir düzende atılır veya yerleştirilir

• "Dikkatli düzenlenmiş satranççılar"

• "Hafazardly interlobular septa düzenlenmiş"

• "Şömine etrafında düzenlenmiş rahat sandalyeler"

eşanlamlı:
• düzenlemek
,
• sipariş vermek

3. Marked by an orderly, logical, and aesthetically consistent relation of parts

• "A coherent argument"

synonym:
• coherent
,
• consistent
,
• logical
,
• ordered

3. Parçaların düzenli, mantıklı ve estetik olarak tutarlı bir ilişkisi ile işaretlenmiştir

• "Tutarlı bir argüman"

eşanlamlı:
• tutarlı
,
• mantıksal
,
• sipariş vermek

Examples of using

Tom hasn't ordered dinner yet.

Tom yemeği henüz sipariş etmedi.

They wouldn’t have ordered that dish if they had known what it was.

Bu yemeğin ne olduğunu bilmiş olsalardı sipariş etmezlerdi.

I ordered you a drink.

Sana bir içki ısmarladım.

I ordered way too much. I don't think I can eat it all.

Çok fazla sipariş verdim. Onun hepsini yiyebileceğimi sanmıyorum.

I ordered Tom to do it.

Tom'a bunu yapmasını emrettim.

I ordered some coffee from room service.

Oda servisinden bir kahve sipariş ettim.

I ordered fries, too.

Ben de patates kızartması ısmarladım.

I ordered Chinese food.

Çin yemeği sipariş ettim.

I ordered a pizza.

Bir pizza sipariş ettim.

I've ordered you a hamburger.

Sana bir hamburger ısmarladım.

I've ordered you a beer.

Sana bir bira ısmarladım.

I've been ordered to take charge.

Komutayı almam emredildi.

I've been ordered to kill you.

Seni öldürmem emredildi.

I've ordered one.

Bir tane ısmarladım.

I ordered pizza.

Pizza ısmarladım.

Tom ordered this.

Tom bunu emretti.

Sorry, but that's not what I ordered.

Affedersiniz ama bu sipariş ettiğim şey değil.

Nobody here ordered a pizza.

Buradaki kimse pizza sipariş etmedi.

Tom ordered pizza.

Tom pizza ısmarladı.

Tom ordered a drink.

Tom bir içki ısmarladı.