Translation meaning & definition of the word "optimistic" into Turkish language

adjective

1. Expecting the best in this best of all possible worlds

• "In an optimistic mood"

• "Optimistic plans"

• "Took an optimistic view"

synonym:
• optimistic

1. Mümkün olan tüm dünyaların en iyisini beklemek

• "İyimser bir ruh hali içinde"

• "İstemi̇st planlar"

• "İyimser bir bakış açısı edindi"

eşanlamlı:
• iyimser

2. Expecting the best

• "An affirmative outlook"

synonym:
• affirmative
,
• optimistic

2. En iyisini beklemek

• "Olumlu bir bakış açısı"

eşanlamlı:
• olumlu
,
• iyimser

Examples of using

I think Tom is a little too optimistic.

Sanırım Tom biraz çok iyimser.

Tom isn't as optimistic as Mary is.

Tom Mary kadar iyimser değil.

I'm not optimistic.

İyimser değilim.

We're optimistic.

Biz iyimseriz.

You're optimistic.

Siz iyimsersiniz.

Tom is optimistic.

Tom iyimser.

Nobody feels optimistic today.

Bugün hiç kimse iyimser hissetmiyor.

You're an overly optimistic girl.

Sen aşırı iyimser bir kızsın.

How can you be so optimistic about the future?

Gelecek hakkında nasıl o kadar iyimser olabilirsin?

That's an overly optimistic view.

O, çok fazla iyimser bir bakış.

That's an overly optimistic view.

Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.

He is rather optimistic.

O oldukça iyimserdir.

The meeting ended on an optimistic note.

Toplantı iyimser bir notla sona erdi.

Your view is too optimistic.

Senin görüşün çok iyimser.

This business plan of yours seems almost too optimistic. All I can say is I hope it's more than just wishful thinking.

Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.