Translation meaning & definition of the word "operation" into Turkish language

noun

1. The state of being in effect or being operative

• "That rule is no longer in operation"

synonym:
• operation

1. Yürürlükte olma veya operatif olma durumu

• "Bu kural artık işlemiyor"

eşanlamlı:
• operasyon

2. A business especially one run on a large scale

• "A large-scale farming operation"

• "A multinational operation"

• "They paid taxes on every stage of the operation"

• "They had to consolidate their operations"

synonym:
• operation

2. Bir iş, özellikle büyük ölçekte çalışır

• "Büyük ölçekli bir tarım operasyonu"

• "Çok uluslu bir operasyon"

• "Operasyonun her aşamasında vergi ödediler"

• "Operasyonlarını sağlamlaştırmak zorunda kaldılar"

eşanlamlı:
• operasyon

3. A planned activity involving many people performing various actions

• "They organized a rescue operation"

• "The biggest police operation in french history"

• "Running a restaurant is quite an operation"

• "Consolidate the companies various operations"

synonym:
• operation

3. Birçok insanın çeşitli eylemler gerçekleştirmesini içeren planlı bir faaliyet

• "Bir kurtarma operasyonu düzenlediler"

• "Fransa tarihinin en büyük polis operasyonu"

• "Restoran işletmek oldukça büyük bir operasyondur"

• "Şirketleri çeşitli operasyonlar konsolide"

eşanlamlı:
• operasyon

4. (computer science) data processing in which the result is completely specified by a rule (especially the processing that results from a single instruction)

• "It can perform millions of operations per second"

synonym:
• operation

4. (bilgisayar bilimi) sonucun tamamen bir kuralla belirtildiği veri işleme (özellikle tek bir talimattan kaynaklanan işlem)

• "Saniyede milyonlarca işlem yapabilir"

eşanlamlı:
• operasyon

5. Activity by a military or naval force (as a maneuver or campaign)

• "It was a joint operation of the navy and air force"

synonym:
• operation
,
• military operation

5. Bir askeri veya deniz kuvvetleri tarafından aktivite (bir manevra veya kampanya olarak)

• "Donanma ve hava kuvvetlerinin ortak bir operasyonuydu"

eşanlamlı:
• operasyon
,
• askeri operasyon

6. A medical procedure involving an incision with instruments

• Performed to repair damage or arrest disease in a living body

• "They will schedule the operation as soon as an operating room is available"

• "He died while undergoing surgery"

synonym:
• operation
,
• surgery
,
• surgical operation
,
• surgical procedure
,
• surgical process

6. Aletlerle bir kesi içeren tıbbi bir prosedür

• Canlı bir vücuttaki hasarı onarmak veya hastalığı durdurmak için yapılır

• "Bir ameliyathane hazır olur olmaz operasyonu planlayacaklar"

• "Ameliyat sırasında öldü"

eşanlamlı:
• operasyon
,
• cerrahi
,
• cerrahi operasyon
,
• cerrahi prosedür
,
• cerrahi işlem

7. A process or series of acts especially of a practical or mechanical nature involved in a particular form of work

• "The operations in building a house"

• "Certain machine tool operations"

synonym:
• operation
,
• procedure

7. Özellikle belirli bir iş biçiminde yer alan pratik veya mekanik nitelikteki bir süreç veya eylemler dizisi

• "Bir ev inşa etme operasyonları"

• "Belirli takım tezgahı işlemleri"

eşanlamlı:
• operasyon
,
• prosedür

8. Process or manner of functioning or operating

• "The power of its engine determines its operation"

• "The plane's operation in high winds"

• "They compared the cooking performance of each oven"

• "The jet's performance conformed to high standards"

synonym:
• operation
,
• functioning
,
• performance

8. İşleme veya çalışma şekli veya süreci

• "Motorunun gücü çalışmasını belirler"

• "Uçağın yüksek rüzgarlarda çalışması"

• "Her fırının pişirme performansını karşılaştırdılar"

• "Jetin performansı yüksek standartlara uygundu"

eşanlamlı:
• operasyon
,
• yürürlük
,
• performans

9. (psychology) the performance of some composite cognitive activity

• An operation that affects mental contents

• "The process of thinking"

• "The cognitive operation of remembering"

synonym:
• process
,
• cognitive process
,
• mental process
,
• operation
,
• cognitive operation

9. (psikoloji) bazı bileşik bilişsel aktivitelerin performansı

• Zihinsel içerikleri etkileyen bir operasyon

• "Düşünme süreci"

• "Hatırlamanın bilişsel operasyonu"

eşanlamlı:
• süreç
,
• bilişsel süreç
,
• zihinsel süreç
,
• operasyon
,
• bilişsel operasyon

10. (mathematics) calculation by mathematical methods

• "The problems at the end of the chapter demonstrated the mathematical processes involved in the derivation"

• "They were learning the basic operations of arithmetic"

synonym:
• mathematical process
,
• mathematical operation
,
• operation

10. (matematik) matematiksel yöntemlerle hesaplama

• "Bölümün sonundaki problemler, türetmede yer alan matematiksel süreçleri gösterdi"

• "Aritmetiğin temel işlemlerini öğreniyorlardı"

eşanlamlı:
• matematiksel işlem
,
• operasyon

11. The activity of operating something (a machine or business etc.)

• "Her smooth operation of the vehicle gave us a surprisingly comfortable ride"

synonym:
• operation

11. Bir şeyi çalıştırma faaliyeti (bir makine veya işletme vb.)

• "Aracın düzgün çalışması bize şaşırtıcı derecede rahat bir sürüş sağladı"

eşanlamlı:
• operasyon

Examples of using

We're attempting a rescue operation.

Bir kurtarma operasyonuna teşebbüs ediyoruz.

I have a few questions about Tom's operation.

Tom'un işlemi hakkında birkaç sorum var.

After the operation I was happy, since I managed to eliminate the cancer.

Kanserden kurtulduğum için, ameliyattan sonra mutluydum.

He has to have an operation next week.

O, gelecek hafta bir ameliyat olmak zorundadır.

Tom will eventually need an operation.

Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak.

The police uncovered a major drug operation.

Polisi büyük bir uyuşturucu operasyonunu ortaya çıkardı.

Tom has to have an operation on his back.

Tom sırtından bir ameliyat olmak zorunda.

Tom's operation was going to cost a small fortune.

Tom'un operasyonu küçük bir servete mal olacak.

Her condition is improving after the operation.

Ameliyattan sonra onun durumu düzeliyor.

She decided to have the operation.

Ameliyat edilmeye karar verdi.

He decided to have the operation.

Ameliyat edilmeye karar verdi.

A newspaper printed a story about the operation.

Bir gazete operasyon hakkında bir hikaye yazdı.

The operation had to be kept secret.

Operasyonun gizli tutulmalıydı.

It's a cloak-and-dagger operation.

O bir casusluk operasyonu.

They assisted him in performing the operation.

Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.

He had an operation on his left leg.

Sol bacağından ameliyat oldu.

He was hospitalized for a surgical operation.

O, cerrahi bir müdahele için hastaneye yatırıldı.

I am still a bit sore after my operation.

Ameliyatımdan sonra hâlâ biraz ağrım var.

You have to have an operation.

Bir ameliyat geçirmeniz gerekir.

I don't want to have an operation.

Ameliyat olmak istemiyorum.