Translation meaning & definition of the word "opener" into Turkish language
Türk diline "açıcı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Opener
[Açıcı]/oʊpənər/
noun
1. The first event in a series
- "She played chopin for her opener"
- "The season's opener was a game against the yankees"
- synonym:
- opener
1. Bir serideki ilk olay
- "Açacağı için chopin çaldı"
- "Sezonun açacağı yankilere karşı bir oyundu"
- eşanlamlı:
- açıcı
2. A person who unfastens or unwraps or opens
- "Children are talented undoers of their shoelaces"
- synonym:
- undoer ,
- opener ,
- unfastener ,
- untier
2. Gevşeyen, açan veya açan bir kişi
- "Çocuklar ayakkabı bağcıklarının yetenekli altlarıdır"
- eşanlamlı:
- yıkmak ,
- açıcı ,
- gevşetici ,
- çözmek
3. A hand tool used for opening sealed containers (bottles or cans)
- synonym:
- opener
3. Kapalı kapları (şişe veya teneke kutular) açmak için kullanılan bir el aleti
- eşanlamlı:
- açıcı
Examples of using
Tom took a can opener out of the drawer.
Tom çekmeceden bir kutu açacağı çıkardı.
Tom grabbed a letter opener off his desk.
Tom masasından bir mektup açacağı çıkardı.
My new can opener is sturdier than the old one, so hopefully it won't take 2 minutes to get at my beans anymore.
Yeni konserve açacağım eskisinden daha sağlam, böylece umarım bezelyelerime kavuşmak artık 2 dakikamı almayacak.