Translation meaning & definition of the word "offensive" into Turkish language
Türk diline "saldırgan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Offensive
[Saldırgan]/əfɛnsɪv/
noun
1. The action of attacking an enemy
- synonym:
- offense ,
- offence ,
- offensive
1. Bir düşmana saldırma eylemi
- eşanlamlı:
- suç ,
- saldırgan
adjective
1. Violating or tending to violate or offend against
- "Violative of the principles of liberty"
- "Considered such depravity offensive against all laws of humanity"
- synonym:
- offensive ,
- violative
1. İhlal etmek veya ihlal etmek veya suçlamak
- "Özgürlük ilkelerinin ihlali"
- "Böyle bir ahlaksızlığı insanlığın tüm yasalarına karşı saldırgan olarak değerlendirdi"
- eşanlamlı:
- saldırgan ,
- çiğneyici
2. For the purpose of attack rather than defense
- "Offensive weapons"
- synonym:
- offensive
2. Savunma yerine saldırı amacıyla
- "Saldırgan silahlar"
- eşanlamlı:
- saldırgan
3. Causing anger or annoyance
- "Offensive remarks"
- synonym:
- offensive
3. Öfke veya sıkıntıya neden olmak
- "Saldırgan sözler"
- eşanlamlı:
- saldırgan
4. Morally offensive
- "An unsavory reputation"
- "An unsavory scandal"
- synonym:
- unsavory ,
- unsavoury ,
- offensive
4. Ahlaki açıdan saldırgan
- "Tavalı olmayan bir itibar"
- "Tavalı olmayan bir skandal"
- eşanlamlı:
- tatsız ,
- lezzetsiz ,
- saldırgan
5. Unpleasant or disgusting especially to the senses
- "Offensive odors"
- synonym:
- offensive
5. Özellikle duyulara karşı hoş olmayan veya iğrenç
- "Saldırgan kokular"
- eşanlamlı:
- saldırgan
6. Substitute a harsher or distasteful term for a mild one
- "`nigger' is a dysphemistic term for `african-american'"
- synonym:
- dysphemistic ,
- offensive
6. Hafif bir terim için daha sert veya tatsız bir terim kullanın
- "`nigger', `african-american' için disphemistik bir terimdir'"
- eşanlamlı:
- disfemistik ,
- saldırgan
7. Causing or able to cause nausea
- "A nauseating smell"
- "Nauseous offal"
- "A sickening stench"
- synonym:
- nauseating ,
- nauseous ,
- noisome ,
- queasy ,
- loathsome ,
- offensive ,
- sickening ,
- vile
7. Mide bulantısına neden olmak veya bulantıya neden olmak
- "Mide bulandırıcı bir koku"
- "Mide bulandırıcı sakatat"
- "Hastalıklı bir koku"
- eşanlamlı:
- mide bulantısı ,
- iğrenç ,
- muzır ,
- kusturucu ,
- saldırgan ,
- bıktırıcı
Examples of using
Tom is offensive.
Tom saldırgan.
This is offensive.
Bu saldırgan.
His smug behavior is offensive.
Onun kendini beğenmiş tavırları kırıcı.