Translation meaning & definition of the word "offend" into Turkish language
Türk diline "suç" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Offend
[Incitmek]/əfɛnd/
verb
1. Cause to feel resentment or indignation
- "Her tactless remark offended me"
- synonym:
- pique ,
- offend
1. Kızgınlık veya öfke hissetmek
- "Tutkusuz ifadesi beni rahatsız etti"
- eşanlamlı:
- pike ,
- incitmek
2. Act in disregard of laws, rules, contracts, or promises
- "Offend all laws of humanity"
- "Violate the basic laws or human civilization"
- "Break a law"
- "Break a promise"
- synonym:
- transgress ,
- offend ,
- infract ,
- violate ,
- go against ,
- breach ,
- break
2. Kanunları, kuralları, sözleşmeleri veya vaatleri göz ardı ederek hareket edin
- "İnsanlığın tüm yasalarını ihlal et"
- "Temel yasaları veya insan uygarlığını ihlal et"
- "Yasayı çiğnemek"
- "Sözünü bozmak"
- eşanlamlı:
- bozmak ,
- incitmek ,
- kırmak ,
- ihlal etmek ,
- karşı çıkmak ,
- ihlal ,
- kırma
3. Strike with disgust or revulsion
- "The scandalous behavior of this married woman shocked her friends"
- synonym:
- shock ,
- offend ,
- scandalize ,
- scandalise ,
- appal ,
- appall ,
- outrage
3. Tiksinti veya tiksinti ile vur
- "Bu evli kadının skandal davranışı arkadaşlarını şok etti"
- eşanlamlı:
- şok ,
- incitmek ,
- utandırmak ,
- ürkütmek ,
- yıldırmak ,
- hakaret
4. Hurt the feelings of
- "She hurt me when she did not include me among her guests"
- "This remark really bruised my ego"
- synonym:
- hurt ,
- wound ,
- injure ,
- bruise ,
- offend ,
- spite
4. Duygularını incitmek
- "Beni misafirlerinin arasına dahil etmediğinde canımı yaktı"
- "Bu söz gerçekten egomu çürüttü"
- eşanlamlı:
- yaralamak ,
- incitmek ,
- üzmek
Examples of using
Does it offend you?
O sizi rencide ediyor mu?
Tom didn't mean to offend Mary.
Tom'un niyeti Mary'yi gücendirmek değildi.
Tom didn't mean to offend anyone.
Tom kimseyi gücendirmek istemedi.