Translation meaning & definition of the word "obviously" into Turkish language

adverb

1. Unmistakably (`plain' is often used informally for `plainly')

• "The answer is obviously wrong"

• "She was in bed and evidently in great pain"

• "He was manifestly too important to leave off the guest list"

• "It is all patently nonsense"

• "She has apparently been living here for some time"

• "I thought he owned the property, but apparently not"

• "You are plainly wrong"

• "He is plain stubborn"

synonym:
• obviously
,
• evidently
,
• manifestly
,
• patently
,
• apparently
,
• plainly
,
• plain

1. Açıkçası (`plain' genellikle gayri resmi olarak `plainly' için kullanılır)

• "Cevap açıkça yanlış"

• "Yataktaydı ve açıkça büyük acı çekiyordu"

• "Konuk listesini bırakmak için çok önemliydi"

• "Hepsi açık saçık"

• "Görünüşe göre bir süredir burada yaşıyor"

• "Mülkün sahibi olduğunu sanıyordum, ama görünüşe göre değil"

• "Açıkça yanılıyorsun"

• "Sade inatçı" dır"

eşanlamlı:
• apaçık
,
• açıkça
,
• açık
,
• görünüşe göre
,
• düz

Examples of using

Tom obviously wants to leave.

Tom açıkça gitmek istiyor.

Tom obviously wants to kiss you.

Tom açıkça seni öpmek istiyor.

Tom obviously wants some privacy.

Tom açıkça biraz mahremiyet istiyor.

Tom obviously needs our help.

Tom'un açıkça yardımımıza ihtiyacı var.

Tom obviously knows what to do.

Tom açıkçası ne yapacağını biliyor.

Tom obviously knows that Mary likes him.

Tom açıkçası Mary'nin onu sevdiğini biliyor.

Tom obviously is very angry.

Tom açıkçası çok kızgın.

Tom obviously has severe mental problems.

Tom'un açıkcası ciddi ruhsal problemleri var.

Tom obviously feels very passionate about this.

Tom açıkçası bu konuda çok tutkulu hissediyor.

Tom is obviously worried about something.

Tom açıkçası bir şey hakkında endişeli.

Tom is obviously very busy.

Tom açıkçası çok meşgul.

Tom is obviously uncomfortable.

Tom açıkçası rahatsız.

Tom is obviously tired of his job.

Tom açıkçası işinden bıkmış.

Tom is obviously scared.

Tom açıkçası korkuyor.

Tom is obviously frightened.

Tom açıkçası korkmuş.

Tom is obviously enjoying himself.

Tom açıkçası eğleniyor.

Tom is obviously disappointed that Mary isn't here.

Tom açıkçası Mary'nin burada olmamasından hayal kırıklığına uğradı.

Tom is obviously attracted to Mary.

Tom açıkçası Mary'yi cezbetti.

You're obviously very good at your job.

Belli ki işinde çok iyisin.

You're obviously upset about something.

Belli ki bir şey hakkında üzgünsün.