Translation meaning & definition of the word "obvious" into Turkish language

adjective

1. Easily perceived by the senses or grasped by the mind

• "Obvious errors"

synonym:
• obvious

1. Duyular tarafından kolayca algılanabilir veya zihin tarafından kavranabilir

• "Önemli hatalar"

eşanlamlı:
• apaçık

Examples of using

I think there is a more obvious explanation.

Daha bariz bir açıklama olduğunu düşünüyorum.

Tom was in obvious pain.

Tom bariz acı içindeydi.

It was pretty obvious Tom did it.

Onu Tom'un yaptığı oldukça belliydi.

I think it's obvious, don't you?

Sanırım bu apaçık, değil mi?

It's obvious.

Bu belli.

That's quite obvious.

Bu oldukça açık.

That was obvious.

O belliydi.

It's so obvious.

Çok açık.

It seems obvious.

Apaçık görünüyor.

It isn't obvious.

Açık değil.

Isn't that obvious?

Açık değil mi?

Isn't it obvious?

Açık değil mi?

That's obvious.

O aşikar.

It's obvious why your stomach hurts.

Midenizin neden ağrıdığı belli.

It's obvious why you have a stomachache.

Midenin niçin ağrıdığı belli.

It may seem obvious to Tom, but it doesn't seem obvious to me.

Tom'a aşikar gibi görünebilir fakat bana aşikar gibi görünmüyor.

It's obvious he's wrong.

Onun hatalı olduğu açıktır.

In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.

Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.

It seems obvious that he is sick.

Onun hasta olduğu açıkça görünüyor.

It's obvious that he lied.

Onun yalan söylediği açık.