To tell the truth, I have no money with me now.
Doğruyu söylemek gerekirse şu an yanımda hiç param yok.
Tom has no prior criminal record.
Tom'un önceden sabıka kaydı yok.
I have no idea where he lives.
Nerede yaşadığı hakkında hiçbir fikrim yok.
He is no stranger to me.
O bana yabancı değil.
He has no wife, no children and no friends.
Karısı, çocuğu ve arkadaşı yok.
There was no money for rebuilding.
Yeniden inşa için para yoktu.
She has no idea what I intend to do.
Ne yapmayı planladığım hakkında hiçbir fikri yok.
Tom had no qualms about lying.
Tom'un yalan söylemekten çekinmedi.
I haven't said no yet.
Henüz hayır demedim.
She had no money.
Parası yoktu.
She had no difficulty in learning the poem by heart.
Şiiri ezberlemekte hiç zorluk çekmedi.
If there were no air, people could not live for even ten minutes.
Hava olmasaydı insanlar on dakika bile yaşayamazdı.
Such a thing is of no account.
Böyle bir şeyin hiçbir hesabı yoktur.
There were no people in the village.
Köyde hiç insan yoktu.
I see I have no choice.
başka seçeneğim olmadığını görüyorum.
There was a feeling of constraint in the room; no one dared to tell the king how foolish his decision was.
Odada bir kısıtlama hissi vardı; kimse krala kararının ne kadar aptalca olduğunu söylemeye cesaret edemedi.
Since there were no customers, we closed the shop early.
Müşteri olmadığı için dükkanı erken kapattık.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.