Translation meaning & definition of the word "neutral" into Turkish language
Türk diline "tarafsız" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Neutral
[Tarafsız]noun
1. One who does not side with any party in a war or dispute
- synonym:
- neutral
1. Bir savaşta veya anlaşmazlıkta herhangi bir tarafla taraf olmayan biri
- eşanlamlı:
- tarafsız
adjective
1. Having no personal preference
- "Impersonal criticism"
- "A neutral observer"
- synonym:
- impersonal ,
- neutral
1. Kişisel tercihleri yoktur
- "Kişisel eleştiri"
- "Nötr bir gözlemci"
- eşanlamlı:
- kişiliksiz ,
- tarafsız
2. Having only a limited ability to react chemically
- Chemically inactive
- "Inert matter"
- "An indifferent chemical in a reaction"
- synonym:
- inert ,
- indifferent ,
- neutral
2. Kimyasal olarak reaksiyona girme konusunda sınırlı bir yeteneğe sahip olmak
- Kimyasal olarak inaktif
- "Aksi madde"
- "Bir reaksiyonda kayıtsız bir kimyasal"
- eşanlamlı:
- hareketsiz ,
- aldırışsız ,
- tarafsız
3. Not supporting or favoring either side in a war, dispute, or contest
- synonym:
- neutral
3. Bir savaşta, anlaşmazlıkta veya yarışmada her iki tarafı desteklememek veya desteklememek
- eşanlamlı:
- tarafsız
4. Possessing no distinctive quality or characteristics
- synonym:
- neutral
4. Ayırt edici bir kaliteye veya özelliklere sahip olmamak
- eşanlamlı:
- tarafsız
5. Having no hue
- "Neutral colors like black or white"
- synonym:
- achromatic ,
- neutral
5. Renk yok
- "Siyah veya beyaz gibi nötr renkler"
- eşanlamlı:
- renksiz ,
- tarafsız
6. Lacking distinguishing quality or characteristics
- "A neutral personality that made no impression whatever"
- synonym:
- neutral
6. Ayırt edici nitelik veya özelliklerden yoksundur
- "Herhangi bir izlenim bırakmayan tarafsız bir kişilik"
- eşanlamlı:
- tarafsız
7. Having no net electric charge
- synonym:
- neutral ,
- electroneutral
7. Net elektrik yükü yoktur
- eşanlamlı:
- tarafsız ,
- elektronötral