Translation meaning & definition of the word "nest" into Turkish language
Türk diline "yuva" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Nest
[Kuluçka]noun
1. A structure in which animals lay eggs or give birth to their young
- synonym:
- nest
1. Hayvanların yumurtladığı veya yavrularını doğurduğu bir yapı
- eşanlamlı:
- yuva
2. A kind of gun emplacement
- "A machine-gun nest"
- "A nest of snipers"
- synonym:
- nest
2. Bir çeşit silah yerleşimi
- "Bir makineli tüfek yuvası"
- "Bir keskin nişancı yuvası"
- eşanlamlı:
- yuva
3. A cosy or secluded retreat
- synonym:
- nest
3. Rahat veya tenha bir geri çekilme
- eşanlamlı:
- yuva
4. A gang of people (criminals or spies or terrorists) assembled in one locality
- "A nest of thieves"
- synonym:
- nest
4. Bir bölgede bir grup insan (suçlular, casuslar veya teröristler) toplandı
- "Bir hırsız yuvası"
- eşanlamlı:
- yuva
5. Furniture pieces made to fit close together
- synonym:
- nest
5. Birbirine yakın olarak yapılmış mobilya parçaları
- eşanlamlı:
- yuva
verb
1. Inhabit a nest, usually after building
- "Birds are nesting outside my window every spring"
- synonym:
- nest
1. Genellikle inşa ettikten sonra bir yuvada yaşayın
- "Kuşlar her baharda penceremin dışına yuvalanıyorlar"
- eşanlamlı:
- yuva
2. Fit together or fit inside
- "Nested bowls"
- synonym:
- nest
2. Birbirine uyun veya içine sığdırın
- "Iç içe kaseler"
- eşanlamlı:
- yuva
3. Move or arrange oneself in a comfortable and cozy position
- "We cuddled against each other to keep warm"
- "The children snuggled into their sleeping bags"
- synonym:
- cuddle ,
- snuggle ,
- nestle ,
- nest ,
- nuzzle ,
- draw close
3. Rahat ve rahat bir pozisyonda hareket edin veya düzenleyin
- "Sıcak kalmak için birbirimize sarıldık"
- "Çocuklar uyku tulumlarına girdi"
- eşanlamlı:
- kucaklama ,
- kıvrılmak ,
- yerleşmek ,
- yuva ,
- sokulmak ,
- yaklaşmak
4. Gather nests
- synonym:
- nest
4. Yuva toplamak
- eşanlamlı:
- yuva