Translation meaning & definition of the word "neighborhood" into Turkish language

noun

1. A surrounding or nearby region

• "The plane crashed in the vicinity of asheville"

• "It is a rugged locality"

• "He always blames someone else in the immediate neighborhood"

• "I will drop in on you the next time i am in this neck of the woods"

synonym:
• vicinity
,
• locality
,
• neighborhood
,
• neighbourhood
,
• neck of the woods

1. Bir çevre veya yakın bölge

• "Uçak asheville civarında düştü"

• "Güçlü bir yöredir"

• "Her zaman yakın çevredeki başka birini suçlar"

• "Bir dahaki sefere ormanın bu boynundayken sana uğrayacağım"

eşanlamlı:
• yakınlık
,
• yer
,
• mahalle
,
• ormanın boynu

2. People living near one another

• "It is a friendly neighborhood"

• "My neighborhood voted for bush"

synonym:
• neighborhood
,
• neighbourhood

2. İnsanlar birbirlerine yakın yaşıyorlar

• "Dost bir mahalle"

• "Benim mahallem bush'a oy verdi"

eşanlamlı:
• mahalle

3. The approximate amount of something (usually used prepositionally as in `in the region of')

• "It was going to take in the region of two or three months to finish the job"

• "The price is in the neighborhood of $100"

synonym:
• region
,
• neighborhood

3. Bir şeyin yaklaşık miktarı (genelde `in' bölgesinde olduğu gibi 'önceden kullanılır)

• "İşin bitmesi iki üç ay sürecekti"

• "Fiyat $100 mahallesinde"

eşanlamlı:
• bölge
,
• mahalle

4. An area within a city or town that has some distinctive features (especially one forming a community)

• "An ethnic neighborhood"

synonym:
• neighborhood

4. Bir şehir veya kasaba içinde bazı ayırt edici özelliklere sahip bir alan (özellikle bir topluluk oluşturan)

• "Etnik bir mahalle"

eşanlamlı:
• mahalle

Examples of using

Tom is definitely not from this neighborhood.

Tom kesinlikle bu muhitten değil.

Tom is definitely not from this neighborhood.

Tom kesinlikle bu mahalleden değil.

You're disturbing the whole neighborhood.

Bütün semti rahatsız ediyorsun.

Tom told Mary that he grew up in a poor neighborhood in Boston.

Tom Mary'ye Boston'da fakir bir muhitte büyüdüğünü söyledi.

Last night there was a fire in the neighborhood.

Dün gece mahallede bir yangın vardı.

Do you live in this neighborhood?

Bu mahallede mi yaşıyorsun?

I like this neighborhood.

Bu mahalleyi seviyorum.

I don't like this neighborhood much.

Bu mahalleyi pek sevmiyorum.

Mr. Ogawa is familiar with this neighborhood.

Bay Ogawa bu çevreye aşinadır.

All of us live in the same neighborhood.

Hepimiz aynı mahallede yaşarız.

We all live in the same neighborhood.

Hepimiz aynı çevrede yaşamaktayız.

Tom organized a neighborhood basketball team.

Tom bir mahalle basketbol takımını organize etti.

Tom lives in a quiet neighborhood.

Tom sessiz bir mahallede yaşıyor.

Tom often plays baseball with other boys in his neighborhood.

Tom mahallesindeki diğer çocuklarla sık sık beyzbol oynar.

Tom walks through a very classy neighborhood on his way home from school.

Tom okuldan eve giderken çok klas bir mahalleden yürür.

A lot of people in our neighborhood own guns.

Çevremizdeki çok sayıda insanın silahı var.

Tom bought a bunch of inexpensive cameras to give to children who lived in his neighborhood.

Tom onun mahallesinde yaşayan çocuklara vermek için bir sürü ucuz kameralar aldı.

My neighborhood is threatened by poverty.

Mahallem yoksulluk tehdidi altında.

My neighborhood has a parade on the 4th of July.

Mahallemde 4 Temmuzda bir tören var.

I live in this neighborhood.

Ben bu mahallede yaşarım.