You don't necessarily have to go.
İlla gitmen gerekmiyor.
Things that you see with your eyes are not necessarily true.
Gözlerinizle gördüğünüz şeylerin mutlaka doğru olması gerekmez.
The weather forecast is not necessarily reliable.
Hava tahmini mutlaka güvenilir değildir.
A big title does not necessarily mean a high position.
Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir pozisyon anlamına gelmez.
This answer may not necessarily be wrong.
Bu cevap mutlaka yanlış olmayabilir.
Soccer is not necessarily confined to men.
Futbol mutlaka erkeklerle sınırlı değildir.
I can't necessarily agree with you on that point.
Bu noktada mutlaka sizinle aynı fikirde olamam.
The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
Modern savaş sanatı, askerlerin savaşçı olarak etkili olabilmeleri için mutlaka tepeden tırnağa silahlandırılmalarını gerektirmez.
You do not necessarily have to go there yourself.
Oraya mutlaka kendiniz gitmek zorunda değilsiniz.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.