Translation meaning & definition of the word "national" into Turkish language

noun

1. A person who owes allegiance to that nation

• "A monarch has a duty to his subjects"

synonym:
• national
,
• subject

1. O ulusa bağlılık borçlu olan bir kişi

• "Bir hükümdarın tebaasına karşı bir görevi vardır"

eşanlamlı:
• ulusal
,
• konu

adjective

1. Of or relating to or belonging to a nation or country

• "National hero"

• "National anthem"

• "A national landmark"

synonym:
• national

1. Bir ulusa veya ülkeye ait olmak veya bunlarla ilgili olmak

• "Ulusal kahraman"

• "Ulusal marş"

• "Ulusal bir dönüm noktası"

eşanlamlı:
• ulusal

2. Limited to or in the interests of a particular nation

• "National interests"

• "Isolationism is a strictly national policy"

synonym:
• national

2. Belirli bir ulusla sınırlı veya çıkarları doğrultusunda

• "Ulusal çıkarlar"

• "İzolasyonizm kesinlikle ulusal bir politikadır"

eşanlamlı:
• ulusal

3. Concerned with or applicable to or belonging to an entire nation or country

• "The national government"

• "National elections"

• "Of national concern"

• "The national highway system"

• "National forests"

synonym:
• national

3. Tüm bir ulus veya ülkeye ait olmak veya bunlarla ilgili olarak

• "Ulusal hükümet"

• "Ulusal seçimler"

• "Ulusal kaygı" ile"

• "Ulusal otoyol sistemi"

• "Ulusal ormanlar"

eşanlamlı:
• ulusal

4. Owned or maintained for the public by the national government

• "National parks"

synonym:
• national

4. Ulusal hükümet tarafından kamu için sahip olunan veya sürdürülen

• "Millî parklar"

eşanlamlı:
• ulusal

5. Inside the country

• "The british home office has broader responsibilities than the united states department of the interior"

• "The nation's internal politics"

synonym:
• home(a)
,
• interior(a)
,
• internal
,
• national

5. Ülke içinde

• "İngiliz i̇çişleri ofisi, amerika birleşik devletleri i̇çişleri bakanlığı'ndan daha geniş sorumluluklara sahiptir"

• "Ulusun iç politikası"

eşanlamlı:
• ev(a)
,
• i̇ç(a)
,
• dahili
,
• ulusal

6. Characteristic of or peculiar to the people of a nation

• "A national trait"

synonym:
• national

6. Bir ulusun insanlarına özgü veya karakteristik

• "Ulusal bir özellik"

eşanlamlı:
• ulusal

7. Of or relating to nationality

• "National origin"

synonym:
• national

7. Uyrukluk ile ilgili veya

• "Ulusal köken"

eşanlamlı:
• ulusal

Examples of using

The strike hindered the national economy.

Grev ulusal ekonomiyi aksatmıştır.

Poaching is not allowed in national parks.

Milli parklarda kaçak avcılığa izin verilmez.

Sea Day is one of the Japanese national holidays celebrated on the third Monday in July.

Deniz Günü, temmuz ayının üçüncü pazartesi günü kutlanan, Japonya'nın ulusal bayramlarından biridir.

Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century.

Hem Afganistan, hem de İran milli marşlarını 20. yüzyılın içerisinde birkaç kez değiştirmişlerdir.

I think it's highly unlikely that we'll ever get any help from the national government.

Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.

Hunting is prohibited in national parks.

Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır.

Hunting is not allowed in national parks.

Milli parklarda avlanmaya izin verilmez.

What's your favorite national park?

Favori milli parkın hangisidir?

What's your favorite national park?

En sevdiğin milli park hangisi?

Nixon made the speech on national TV.

Nixon ulusal TV' de konuşma yaptı.

The panda is China’s national treasure.

Panda, Çin'in millî hazinesidir.

The national debt is growing.

Ulusal borç büyüyor.

Hunting is banned in national parks.

Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.

Everyone, as a member of society, has the right to social security and is entitled to realization, through national effort and international co-operation and in accordance with the organization and resources of each State, of the economic, social and cultural rights indispensable for his dignity and the free development of his personality.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibariyle, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star.

İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.

In Japan, only women are entitled to take the national obstetrics exam.

Japonya'da ulusal ebelik sınavına girme hakkı sadece kadınlara veriliyor.

They regarded him as a national hero.

Ona bir ulusal kahraman gözüyle bakıyorlardı.

He became a national hero.

O ulusal bir kahraman oldu.