Translation meaning & definition of the word "nasty" into Turkish language
Türk diline "lezzetli" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Nasty
[Çirkin]/næsti/
adjective
1. Offensive or even (of persons) malicious
- "In a nasty mood"
- "A nasty accident"
- "A nasty shock"
- "A nasty smell"
- "A nasty trick to pull"
- "Will he say nasty things at my funeral?"- ezra pound
- synonym:
- nasty ,
- awful
1. Saldırgan veya hatta (kişilerin) kötü niyetli
- "Kötü bir ruh halinde"
- "Kötü bir kaza"
- "Kötü bir şok"
- "Kötü bir koku"
- "Çekmek için kötü bir numara"
- "Cenazemde kötü şeyler söyler mi?"- ezra pound
- eşanlamlı:
- çirkin ,
- korkunç
2. Exasperatingly difficult to handle or circumvent
- "A nasty problem"
- "A good man to have on your side in a tight situation"
- synonym:
- nasty ,
- tight
2. Üstesinden gelmek veya atlatmak zor
- "Kötü bir sorun"
- "Sıkı bir durumda yanında olmak için iyi bir adam"
- eşanlamlı:
- çirkin ,
- sıkı
3. Characterized by obscenity
- "Had a filthy mouth"
- "Foul language"
- "Smutty jokes"
- synonym:
- cruddy ,
- filthy ,
- foul ,
- nasty ,
- smutty
3. Müstehcenlik ile karakterize
- "Kirli bir ağzı vardı"
- "Faul dili"
- "Akıllı şakalar"
- eşanlamlı:
- hamlık ,
- kirli ,
- faul ,
- çirkin ,
- müstehcen
4. Disgustingly dirty
- Filled or smeared with offensive matter
- "As filthy as a pigsty"
- "A foul pond"
- "A nasty pigsty of a room"
- synonym:
- filthy ,
- foul ,
- nasty
4. Iğrenç kirli
- Saldırgan madde ile doldurulmuş veya bulaşmış
- "Domuz ahırı kadar pis"
- "Kötü bir gölet"
- "Bir odanın iğrenç domuz ahırı"
- eşanlamlı:
- kirli ,
- faul ,
- çirkin
Examples of using
It's really nasty.
Gerçekten kötü.
Tom is nasty.
Tom iğrenç.
It's a little nasty.
O biraz iğrenç.