Translation meaning & definition of the word "murder" into Turkish language

noun

1. Unlawful premeditated killing of a human being by a human being

synonym:
• murder
,
• slaying
,
• execution

1. Bir insanın yasa dışı bir şekilde önceden tasarlanmış şekilde öldürülmesi

eşanlamlı:
• cinayet
,
• öldürme
,
• icra

verb

1. Kill intentionally and with premeditation

• "The mafia boss ordered his enemies murdered"

synonym:
• murder
,
• slay
,
• hit
,
• dispatch
,
• bump off
,
• off
,
• polish off
,
• remove

1. Kasıtlı olarak ve önceden planlanmış olarak öldürün

• "Mafya patronu düşmanlarının öldürülmesini emretti"

eşanlamlı:
• cinayet
,
• öldürmek
,
• çarpmak
,
• sevketmek
,
• devre dışı
,
• lehimlemek
,
• kaldırmak

2. Alter so as to make unrecognizable

• "The tourists murdered the french language"

synonym:
• mangle
,
• mutilate
,
• murder

2. Tanınmaz hale getirmek için değiştirin

• "Turistler fransız dilini öldürdü"

eşanlamlı:
• bozmak
,
• cinayet

Examples of using

Tom ditched the murder weapon.

Tom cinayet silahını hendeğe attı.

Tom confessed to the murder.

Tom cinayeti itiraf etti.

Is it true that Tom witnessed a murder?

Tom'un bir cinayete tanık olduğu doğru mu?

Tom was charged with attempted murder.

Tom cinayete teşebbüsten suçlandı.

Tom is wanted for murder.

Tom cinayetten aranıyor.

Tom was charged with murder.

Tom cinayetle suçlandı.

The police can't find a single person who remembers seeing you where you said you were on the night of the murder.

Polis cinayet gecesinde olduğunu söylediğin yerde seni gördüğünü hatırlayan tek bir kişiyi bulamıyor.

Tom was suspected of murder.

Tom cinayetten şüpheliydi.

It's hard to believe that Tom could murder someone.

Tom'un birini öldürebileceğine inanmak zor.

Tom claims that he wasn't anywhere near the murder scene at the time of the murder.

Tom cinayet anında cinayet mahalline yakın bir yerde olmadığını iddia ediyor.

Tom was under suspicion for murder.

Tom cinayet şüphesi altında idi.

Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.

Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.

The police didn't book Tom for murder.

Polisler Tom'un cinayetten kaydını yapmadılar.

The police spent hours searching Tom's place, but they couldn't find the murder weapon.

Polisler saatlerce Tom'un evini aradılar fakat onlar cinayet silahını bulamadılar.

Tom and Mary attempted to murder John.

Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular.

It wasn't until long after they got married that Tom found out that Mary was wanted for murder.

Evlendikten sonra çok geçmeden Tom, Mary'nin cinayetten arandığını öğrendi.

It wasn't until long after they got married that Tom found out that Mary was wanted for murder.

Evlendikten kısa bir süre sonra, Tom Mary'nin cinayetten arandığını öğrendi.

Tom asked Mary if she enjoyed reading murder mysteries.

Tom Mary'ye cinayet hikayelerini okumayı sevip sevmediğini sordu.

The grand jury indicted Tom for murder.

Büyük jüri Tom'u cinayetle suçladı.

Tom admitted that he had committed the murder.

Tom cinayet işlediğini itiraf etti.