Translation meaning & definition of the word "mould" into Turkish language
Türk diline "kalıp" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Mould
[Kalıp]noun
1. Loose soil rich in organic matter
- synonym:
- mold ,
- mould
1. Organik madde bakımından zengin gevşek toprak
- eşanlamlı:
- şekil ,
- kalıp
2. The distinctive form in which a thing is made
- "Pottery of this cast was found throughout the region"
- synonym:
- cast ,
- mold ,
- mould ,
- stamp
2. Bir şeyin yapıldığı ayırt edici biçim
- "Bu alçının çömleği bölge genelinde bulundu"
- eşanlamlı:
- rol vermek ,
- şekil ,
- kalıp ,
- marka
3. The process of becoming mildewed
- synonym:
- mildew ,
- mold ,
- mould
3. Küflenme süreci
- eşanlamlı:
- küf ,
- şekil ,
- kalıp
4. A fungus that produces a superficial growth on various kinds of damp or decaying organic matter
- synonym:
- mold ,
- mould
4. Çeşitli nemli veya çürüyen organik maddeler üzerinde yüzeysel bir büyüme sağlayan bir mantar
- eşanlamlı:
- şekil ,
- kalıp
5. A dish or dessert that is formed in or on a mold
- "A lobster mold"
- "A gelatin dessert made in a mold"
- synonym:
- mold ,
- mould
5. Bir kalıp içinde veya üzerinde oluşan bir yemek veya tatlı
- "Bir ıstakoz kalıbı"
- "Kalıpta yapılan jelatinli bir tatlı"
- eşanlamlı:
- şekil ,
- kalıp
6. A distinctive nature, character, or type
- "A leader in the mold of her predecessors"
- synonym:
- mold ,
- mould
6. Ayırt edici bir doğa, karakter veya tip
- "Önceki kişilerin kalıbında bir lider"
- eşanlamlı:
- şekil ,
- kalıp
7. Sculpture produced by molding
- synonym:
- mold ,
- mould ,
- molding ,
- moulding ,
- modeling ,
- clay sculpture
7. Kalıplama ile üretilen heykel
- eşanlamlı:
- şekil ,
- kalıp ,
- süsleme ,
- döküm ,
- modelleme ,
- kil heykel
8. Container into which liquid is poured to create a given shape when it hardens
- synonym:
- mold ,
- mould ,
- cast
8. Sertleştiğinde belirli bir şekil oluşturmak için sıvının döküldüğü kap
- eşanlamlı:
- şekil ,
- kalıp ,
- rol vermek
verb
1. Form in clay, wax, etc
- "Model a head with clay"
- synonym:
- model ,
- mold ,
- mould
1. Kil, balmumu vb
- "Killi bir kafa modelle"
- eşanlamlı:
- model ,
- şekil ,
- kalıp
2. Form by pouring (e.g., wax or hot metal) into a cast or mold
- "Cast a bronze sculpture"
- synonym:
- cast ,
- mold ,
- mould
2. Dökme veya kalıba (örneğin, balmumu veya sıcak metal) dökülerek form
- "Bronz bir heykel yayınla"
- eşanlamlı:
- rol vermek ,
- şekil ,
- kalıp
3. Make something, usually for a specific function
- "She molded the rice balls carefully"
- "Form cylinders from the dough"
- "Shape a figure"
- "Work the metal into a sword"
- synonym:
- shape ,
- form ,
- work ,
- mold ,
- mould ,
- forge
3. Genellikle belirli bir işlev için bir şeyler yapın
- "Pirinç toplarını dikkatlice kalıpladı"
- "Hamurdan çıkan biçim silindirleri"
- "Bir figür şekillendir"
- "Metali bir kılıçta çalıştır"
- eşanlamlı:
- şekil ,
- form ,
- çalışma ,
- kalıp ,
- uydurmak