Translation meaning & definition of the word "moon" into Turkish language
Türk diline "ay" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Moon
[Ay]noun
1. The natural satellite of the earth
- "The average distance to the moon is 384,400 kilometers"
- "Men first stepped on the moon in 1969"
- synonym:
- Moon ,
- moon
1. Dünyanın doğal uydusu
- "Ay'a olan ortalama mesafe 384.400 kilometredir"
- "Erkekler ilk kez 1969 yılında aya ayak bastılar"
- eşanlamlı:
- Ay
2. Any object resembling a moon
- "He made a moon lamp that he used as a night light"
- "The clock had a moon that showed various phases"
- synonym:
- moon
2. Aya benzeyen herhangi bir nesne
- "Bir gece lambası olarak kullandığı bir ay lambası yaptı"
- "Saatin çeşitli evreleri gösteren bir ayı vardı"
- eşanlamlı:
- ay
3. The period between successive new moons (29.531 days)
- synonym:
- lunar month ,
- moon ,
- lunation ,
- synodic month
3. Ardışık yeni aylar arasındaki süre (29.531 gün)
- eşanlamlı:
- ay ay ,
- ay ,
- çılgınlık ,
- sinodik ay
4. The light of the moon
- "Moonlight is the smuggler's enemy"
- "The moon was bright enough to read by"
- synonym:
- moonlight ,
- moonshine ,
- Moon
4. Ay ışığı gibi
- "Ay ışığı kaçakçıların düşmanıdır"
- "Ay okuyacak kadar parlaktı"
- eşanlamlı:
- ay ışığı ,
- mehtap ,
- Ay
5. United states religious leader (born in korea) who founded the unification church in 1954
- Was found guilty of conspiracy to evade taxes (born in 1920)
- synonym:
- Moon ,
- Sun Myung Moon
5. 1954'te birleşme kilisesi'ni kuran amerika birleşik devletleri dini lideri (kore'de doğdu)
- Vergi kaçırmak için komplo kurmaktan suçlu bulundu (1920 doğumlu)
- eşanlamlı:
- Ay ,
- Sun Myung Ay
6. Any natural satellite of a planet
- "Jupiter has sixteen moons"
- synonym:
- moon
6. Bir gezegenin herhangi bir doğal uydusu
- "Jüpiter'in on altı uydusu vardır"
- eşanlamlı:
- ay
verb
1. Have dreamlike musings or fantasies while awake
- "She looked out the window, daydreaming"
- synonym:
- daydream ,
- moon
1. Uyanıkken rüya gibi müzikler veya fanteziler yapın
- "O pencereden dışarı baktı, hayal kuruyordu"
- eşanlamlı:
- hayal ,
- ay
2. Be idle in a listless or dreamy way
- synonym:
- moon ,
- moon around ,
- moon on
2. Kayıtsız veya rüya gibi bir şekilde boşta olun
- eşanlamlı:
- ay ,
- ay etrafında ,
- ay ile ay arasında kalmak
3. Expose one's buttocks to
- "Moon the audience"
- synonym:
- moon
3. Birinin kalçasını ortaya çıkar
- "Seyirciyi ayla"
- eşanlamlı:
- ay