Translation meaning & definition of the word "mood" into Turkish language

noun

1. A characteristic (habitual or relatively temporary) state of feeling

• "Whether he praised or cursed me depended on his temper at the time"

• "He was in a bad humor"

synonym:
• temper
,
• mood
,
• humor
,
• humour

1. Karakteristik (alışılmış veya nispeten geçici) bir duygu durumu

• "Beni övüp övmediği ya da lanetlediği, o zamanki öfkesine bağlıydı"

• "Kötü bir mizah içindeydi"

eşanlamlı:
• huysuzluk
,
• ruh hali
,
• humour güiünçlük
,
• mizah

2. The prevailing psychological state

• "The climate of opinion"

• "The national mood had changed radically since the last election"

synonym:
• climate
,
• mood

2. Hakim psikolojik durum

• "Fikir ortamı"

• "Ulusal ruh hali son seçimden bu yana kökten değişmişti"

eşanlamlı:
• iklim
,
• ruh hali

3. Verb inflections that express how the action or state is conceived by the speaker

synonym:
• mood
,
• mode
,
• modality

3. Eylemin veya durumun konuşmacı tarafından nasıl tasarlandığını ifade eden fiil çekimleri

eşanlamlı:
• ruh hali
,
• moda
,
• yöntem

Examples of using

Tom isn't in a good mood right now.

Tom şu anda iyi bir ruh halinde değil.

Tom is in a mischievous mood.

Tom haylaz bir ruh hali içinde.

Tom is definitely not in a joking mood today.

Tom bugün kesinlikle şaka ruh halinde değil.

I'm in a really bad mood.

Gerçekten de havamda değilim.

She's not in the mood.

O, havasında değil.

He's not in the mood.

O havasında değil.

She's in a fairly bad mood now.

O, şimdi oldukça kötü bir ruh hali içinde.

Neither Tom nor Mary was in a talkative mood.

Ne Tom, ne de Mary konuşkan bir ruh hali içinde değildi.

Tom was in no mood to talk to Mary.

Tom Mary ile konuşacak durumda değildi.

He's in a bad mood.

O kötü bir ruh hali içinde.

Tom was tired and in a bad mood.

Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.

Tom wasn't in the mood to accept Mary's apology.

Tom Mary'nin özürünü kabul edecek durumda değildi.

I don't think Tom is in the mood to work right now.

Tom'un şu an çalışmak istediğini düşünmüyorum.

Tom is in a bad mood this morning.

Tom bu sabah kötü bir ruh hali içinde.

Tom is in a bad mood today.

Tom bugün kötü bir ruh hali içinde.

Are you in a good mood?

Havanda mısın?

Are you in a good mood?

Keyfin yerinde mi?

She was not in the mood for lunch.

Onun canı öğle yemeği yemek istemiyordu.

She helped him get over his bad mood.

Kötü ruh halini atlatması için ona yardım etti.

She was in the mood for a walk.

Onun canı yürümek istedi.