Translation meaning & definition of the word "monitor" into Turkish language
Türk diline "izleyici" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Monitor
[Monitor]noun
1. Someone who supervises (an examination)
- synonym:
- proctor ,
- monitor
1. Denetleyen kişi (sınav)
- eşanlamlı:
- profesör ,
- monitor
2. Someone who gives a warning so that a mistake can be avoided
- synonym:
- admonisher ,
- monitor ,
- reminder
2. Bir hatanın önlenebilmesi için uyarı veren biri
- eşanlamlı:
- öğütücü ,
- monitor ,
- hatırlatma
3. An ironclad vessel built by federal forces to do battle with the merrimac
- synonym:
- Monitor
3. Merrimac ile savaşmak için federal güçler tarafından inşa edilmiş bir demir kaplı gemi
- eşanlamlı:
- Monitor
4. Display produced by a device that takes signals and displays them on a television screen or a computer monitor
- synonym:
- monitor ,
- monitoring device
4. Sinyalleri alan ve bunları bir televizyon ekranında veya bilgisayar monitöründe görüntüleyen bir cihaz tarafından üretilen ekran
- eşanlamlı:
- monitor ,
- izleme cihazı
5. Electronic equipment that is used to check the quality or content of electronic transmissions
- synonym:
- monitor
5. Elektronik şanzımanların kalitesini veya içeriğini kontrol etmek için kullanılan elektronik ekipman
- eşanlamlı:
- monitor
6. A piece of electronic equipment that keeps track of the operation of a system continuously and warns of trouble
- synonym:
- monitor
6. Bir sistemin çalışmasını sürekli takip eden ve sorun konusunda uyaran bir elektronik ekipman parçası
- eşanlamlı:
- monitor
7. Any of various large tropical carnivorous lizards of africa and asia and australia
- Fabled to warn of crocodiles
- synonym:
- monitor ,
- monitor lizard ,
- varan
7. Afrika ve asya ve avustralya'nın çeşitli büyük tropikal etçil kertenkelelerinden herhangi biri
- Timsahları uyarmak için efsanevi
- eşanlamlı:
- monitor ,
- monitör kertenkele ,
- varan
verb
1. Keep tabs on
- Keep an eye on
- Keep under surveillance
- "We are monitoring the air quality"
- "The police monitor the suspect's moves"
- synonym:
- monitor ,
- supervise
1. Sekmeleri açık tutmak
- Gözünü ayırmamak
- Gözaltında tutmak
- "Hava kalitesini izliyoruz"
- "Polis şüphelinin hareketlerini izliyor"
- eşanlamlı:
- monitor ,
- gözetmek
2. Check, track, or observe by means of a receiver
- synonym:
- monitor
2. Bir alıcı aracılığıyla kontrol edin, izleyin veya gözlemleyin
- eşanlamlı:
- monitor