Translation meaning & definition of the word "modern" into Turkish language
Türk diline "modern" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Modern
[Modern]noun
1. A contemporary person
- synonym:
- modern
1. Çağdaş bir insan
- eşanlamlı:
- modern
2. A typeface (based on an 18th century design by gianbattista bodoni) distinguished by regular shape and hairline serifs and heavy downstrokes
- synonym:
- modern ,
- modern font ,
- Bodoni ,
- Bodoni font
2. Düzenli şekil ve saç çizgisi serifleri ve ağır downstrokes ile ayırt edilen bir yazı tipi (gianbattista bodoni tarafından 18. yüzyıl tasarımına dayanmaktadır)
- eşanlamlı:
- modern ,
- modern yazı tipi ,
- Bodoni ,
- Bodoni yazı tipi
adjective
1. Belonging to the modern era
- Since the middle ages
- "Modern art"
- "Modern furniture"
- "Modern history"
- "Totem poles are modern rather than prehistoric"
- synonym:
- modern
1. Modern çağa ait
- Orta çağ'dan beri
- "Modern sanat"
- "Modern mobilyalar"
- "Modern tarih"
- "Totem direkleri tarih öncesi yerine moderndir"
- eşanlamlı:
- modern
2. Relating to a recently developed fashion or style
- "Their offices are in a modern skyscraper"
- "Tables in modernistic designs"
- synonym:
- mod ,
- modern ,
- modernistic
2. Yakın zamanda geliştirilen bir moda veya stil ile ilgili
- "Ofisleri modern bir gökdelendedir"
- "Modernistik tasarımlarda tablolar"
- eşanlamlı:
- moderate ,
- modern ,
- modernist
3. Characteristic of present-day art and music and literature and architecture
- synonym:
- modern
3. Günümüz sanat ve müzik ve edebiyat ve mimarisinin karakteristiği
- eşanlamlı:
- modern
4. Ahead of the times
- "The advanced teaching methods"
- "Had advanced views on the subject"
- "A forward-looking corporation"
- "Is british industry innovative enough?"
- synonym:
- advanced ,
- forward-looking ,
- innovative ,
- modern
4. Zamanın ilerisinde
- "Gelişmiş öğretim yöntemleri"
- "Konuyla ilgili ileri görüşlere sahipti"
- "Ileri dönük bir şirket"
- "İngiliz endüstrisi yeterince yenilikçi mi?"
- eşanlamlı:
- gelişmiş ,
- ileriye dönük ,
- yenilikçi ,
- modern
5. Used of a living language
- Being the current stage in its development
- "Modern english"
- "New hebrew is israeli hebrew"
- synonym:
- Modern ,
- New
5. Yaşayan bir dilden yararlanılır
- Gelişiminde mevcut aşama olmak
- "Modern i̇ngilizce"
- "Yeni i̇branice i̇srail i̇branicesidir"
- eşanlamlı:
- Modern ,
- Yeni