Translation meaning & definition of the word "model" into Turkish language
Türk diline "model" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Model
[Model]noun
1. A hypothetical description of a complex entity or process
- "The computer program was based on a model of the circulatory and respiratory systems"
- synonym:
- model ,
- theoretical account ,
- framework
1. Karmaşık bir varlığın veya sürecin varsayımsal bir açıklaması
- "Bilgisayar programı dolaşım ve solunum sistemlerinin bir modeline dayanıyordu"
- eşanlamlı:
- model ,
- teorik hesap ,
- çerçeve
2. A type of product
- "His car was an old model"
- synonym:
- model
2. Bir ürün türü
- "Arabası eski bir modeldi"
- eşanlamlı:
- model
3. A person who poses for a photographer or painter or sculptor
- "The president didn't have time to be a model so the artist worked from photos"
- synonym:
- model ,
- poser
3. Bir fotoğrafçı, ressam veya heykeltıraş için poz veren kişi
- "Başkanın model olmak için zamanı yoktu, bu yüzden sanatçı fotoğraflardan çalıştı"
- eşanlamlı:
- model
4. Representation of something (sometimes on a smaller scale)
- synonym:
- model ,
- simulation
4. Bir şeyin temsili (bazen daha küçük ölçekte)
- eşanlamlı:
- model ,
- simülasyon
5. Something to be imitated
- "An exemplar of success"
- "A model of clarity"
- "He is the very model of a modern major general"
- synonym:
- exemplar ,
- example ,
- model ,
- good example
5. Taklit edilecek bir şey
- "Başarı örneği"
- "Bir açıklık modeli"
- "Modern bir tümgeneralin modelidir"
- eşanlamlı:
- örnek ,
- model ,
- iyi örnek
6. Someone worthy of imitation
- "Every child needs a role model"
- synonym:
- model ,
- role model
6. Taklit edilmeye değer biri
- "Her çocuğun bir rol modele ihtiyacı vardır"
- eşanlamlı:
- model ,
- rol model
7. A representative form or pattern
- "I profited from his example"
- synonym:
- model ,
- example
7. Temsili bir form veya desen
- "Ben onun örneğinden kâr ettim"
- eşanlamlı:
- model ,
- örnek
8. A woman who wears clothes to display fashions
- "She was too fat to be a mannequin"
- synonym:
- mannequin ,
- manikin ,
- mannikin ,
- manakin ,
- fashion model ,
- model
8. Moda sergilemek için kıyafet giyen bir kadın
- "Manken olamayacak kadar şişmandı"
- eşanlamlı:
- model ,
- manken ,
- mannikin ,
- manakin
9. The act of representing something (usually on a smaller scale)
- synonym:
- model ,
- modelling ,
- modeling
9. Bir şeyi temsil etme eylemi (genellikle daha küçük ölçekte)
- eşanlamlı:
- model ,
- modelleme
verb
1. Plan or create according to a model or models
- synonym:
- model ,
- pattern
1. Bir modele veya modele göre planlayın veya oluşturun
- eşanlamlı:
- model
2. Form in clay, wax, etc
- "Model a head with clay"
- synonym:
- model ,
- mold ,
- mould
2. Kil, balmumu vb
- "Killi bir kafa modelle"
- eşanlamlı:
- model ,
- şekil ,
- kalıp
3. Assume a posture as for artistic purposes
- "We don't know the woman who posed for leonardo so often"
- synonym:
- model ,
- pose ,
- sit ,
- posture
3. Sanatsal amaçlar için bir duruş sergileyin
- "Leonardo'ya sık sık poz veren kadını tanımıyoruz"
- eşanlamlı:
- model ,
- poz vermek ,
- oturmak ,
- duruş
4. Display (clothes) as a mannequin
- "Model the latest fashion"
- synonym:
- model
4. Bir manken olarak görüntüleme (giysi)
- "En son modayı modelle"
- eşanlamlı:
- model
5. Create a representation or model of
- "The pilots are trained in conditions simulating high-altitude flights"
- synonym:
- model ,
- simulate
5. Bir temsil veya model oluşturun
- "Pilotlar, yüksek irtifa uçuşlarını simüle eden koşullarda eğitilmiştir"
- eşanlamlı:
- model ,
- benzetmek
6. Construct a model of
- "Model an airplane"
- synonym:
- model ,
- mock up
6. Bir model oluşturmak
- "Uçak modeli"
- eşanlamlı:
- model ,
- alay etmek
adjective
1. Worthy of imitation
- "Exemplary behavior"
- "Model citizens"
- synonym:
- exemplary ,
- model(a)
1. Taklide layık
- "Örnek davranış"
- "Model vatandaşlar"
- eşanlamlı:
- örnek ,
- model(a)