Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "miss" into Turkish language

Türk diline "bayan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Miss

[Özlemek]
/mɪs/

noun

1. A young woman

  • "A young lady of 18"
    synonym:
  • girl
  • ,
  • miss
  • ,
  • missy
  • ,
  • young lady
  • ,
  • young woman
  • ,
  • fille

1. Genç bir kadın

  • "18 yaşında genç bir bayan"
    eşanlamlı:
  • kız
  • ,
  • özlemek
  • ,
  • küçük hanım
  • ,
  • genç bayan
  • ,
  • genç kadın

2. A failure to hit (or meet or find etc)

    synonym:
  • miss
  • ,
  • misfire

2. Vurulmaması (veya karşılaşması veya bulunması vb.)

    eşanlamlı:
  • özlemek
  • ,
  • teklemek

3. A form of address for an unmarried woman

    synonym:
  • Miss

3. Evlenmemiş bir kadın için bir adres

    eşanlamlı:
  • Özlemek

verb

1. Fail to perceive or to catch with the senses or the mind

  • "I missed that remark"
  • "She missed his point"
  • "We lost part of what he said"
    synonym:
  • miss
  • ,
  • lose

1. Duyuları veya zihni algılamada veya yakalamada başarısız olmak

  • "Bu sözü kaçırdım"
  • "Sorusunu kaçırdı"
  • "Onun söylediklerinin bir kısmını kaybettik"
    eşanlamlı:
  • özlemek
  • ,
  • kaybetmek

2. Feel or suffer from the lack of

  • "He misses his mother"
    synonym:
  • miss

2. Eksikliği hissetmek veya acı çekmek

  • "Annesini özlüyor"
    eşanlamlı:
  • özlemek

3. Fail to attend an event or activity

  • "I missed the concert"
  • "He missed school for a week"
    synonym:
  • miss

3. Bir etkinliğe veya etkinliğe katılmamak

  • "Konserimi kaçırdım"
  • "Bir haftadır okulu kaçırıyor"
    eşanlamlı:
  • özlemek

4. Leave undone or leave out

  • "How could i miss that typo?"
  • "The workers on the conveyor belt miss one out of ten"
    synonym:
  • neglect
  • ,
  • pretermit
  • ,
  • omit
  • ,
  • drop
  • ,
  • miss
  • ,
  • leave out
  • ,
  • overlook
  • ,
  • overleap

4. Geri çekilin ya da dışarı çıkın

  • "Bu yazım hatasını nasıl kaçırabilirim?"
  • "Konveyör bandındaki işçiler on kişiden birini kaçırıyor"
    eşanlamlı:
  • ihmal
  • ,
  • vaz geçmek
  • ,
  • çıkarmak
  • ,
  • damlamak
  • ,
  • özlemek
  • ,
  • dışarıda bırakmak
  • ,
  • bakmak
  • ,
  • süzülmek

5. Fail to reach or get to

  • "She missed her train"
    synonym:
  • miss

5. Ulaşamamak veya ulaşmak

  • "Trenini kaçırdı"
    eşanlamlı:
  • özlemek

6. Be without

  • "This soup lacks salt"
  • "There is something missing in my jewelry box!"
    synonym:
  • miss
  • ,
  • lack

6. Olmadan olmak

  • "Bu çorba tuzdan yoksundur"
  • "Kuyumcu kutumda bir şey eksik!"
    eşanlamlı:
  • özlemek
  • ,
  • eksiklik

7. Fail to reach

  • "The arrow missed the target"
    synonym:
  • miss

7. Ulaşılamayan

  • "Ok hedefi ıskaladı"
    eşanlamlı:
  • özlemek

8. Be absent

  • "The child had been missing for a week"
    synonym:
  • miss

8. Olmamak

  • "Çocuk bir haftadır kayıptı"
    eşanlamlı:
  • özlemek

9. Fail to experience

  • "Fortunately, i missed the hurricane"
    synonym:
  • miss
  • ,
  • escape

9. Deneyimlememek

  • "Ne yazık ki, kasırgayı kaçırdım"
    eşanlamlı:
  • özlemek
  • ,
  • kaçmak

Examples of using

If we don't hurry, we'll miss our train.
Acele etmezsen trenimizi kaçırırız.
Do you think I'll miss my train?
Trenimi kaçıracağımı mı düşünüyorsun?
Shut up! We'll miss the best part.
Kapa çeneni! En iyi kısmı kaçıracağız.