Translation meaning & definition of the word "mirror" into Turkish language

noun

1. Polished surface that forms images by reflecting light

synonym:
• mirror

1. Işığı yansıtarak görüntüler oluşturan cilalı yüzey

eşanlamlı:
• ayna

2. A faithful depiction or reflection

• "The best mirror is an old friend"

synonym:
• mirror

2. Sadık bir tasvir veya yansıma

• "En iyi ayna eski bir dosttur"

eşanlamlı:
• ayna

verb

1. Reflect as if in a mirror

• "The smallest pond at night mirrors the firmament above"

synonym:
• mirror

1. Aynadaymış gibi yansıt

• "Geceleri en küçük gölet yukarıdaki sertliği yansıtır"

eşanlamlı:
• ayna

2. Reflect or resemble

• "The plane crash in milan mirrored the attack in the world trade center"

synonym:
• mirror

2. Yansıtmak veya benzemek

• "Milano'daki uçak kazası dünya ticaret merkezi'ndeki saldırıyı yansıttı"

eşanlamlı:
• ayna

Examples of using

Tom glanced at the rear-view mirror.

Tom dikiz aynasına baktı.

Tom glanced at the mirror.

Tom aynaya baktı.

Tom continued to stare at himself in the mirror.

Tom aynada kendine bakmaya devam etti.

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up.

Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

Mary took a mirror out of her bag and handed it to Tom.

Mary çantasında bir ayna çıkardı ve onu Tom'a verdi.

Mary took a little mirror out of her purse and checked her hair and make-up.

Mary çantasından küçük bir ayna çıkardı ve saçını ve makyajını kontrol etti.

Mary checked herself in the mirror.

Mary aynada kendini kontrol etti.

Tom stared at his reflection in the mirror.

Tom aynadaki yansımasına baktı.

Tom stared at himself in the mirror.

Tom aynada kendine baktı.

Look in the mirror.

Aynaya bak.

We cannot see our own faces without a mirror.

Ayna olmadan kendi yüzümüzü göremeyiz.

You cannot see your own face without a mirror.

Ayna olmadan kendi yüzünüzü göremezsiniz.

You cannot see your own face without a mirror.

Ayna olmadan kendi yüzünü göremezsin.

I saw Tom in the mirror so I turned around and said hi.

Tom'u aynada gördüm bu yüzden döndüm ve merhaba dedim.

I saw my reflection in the mirror.

Aynada yansımamı gördüm.

There's a mirror.

Bir ayna var.

After getting out of the shower, Tom wiped the fog off the mirror and shaved.

Tom duştan çıktıktan sonra, aynadaki buharı sildi ve tıraş oldu.

Where's a mirror?

Nerede bir ayna var?

Tom saw his reflection in the mirror.

Tom aynada kendi yansımasını gördü.

Tom picked up a piece of the broken mirror.

Tom kırık bir ayna parçası aldı.