Translation meaning & definition of the word "metal" into Turkish language

noun

1. Any of several chemical elements that are usually shiny solids that conduct heat or electricity and can be formed into sheets etc.

synonym:
• metallic element
,
• metal

1. Genellikle ısı veya elektrik ileten parlak katılar olan ve tabakalar halinde oluşturulabilen birkaç kimyasal elementten herhangi biri.

eşanlamlı:
• metal

2. A mixture containing two or more metallic elements or metallic and nonmetallic elements usually fused together or dissolving into each other when molten

• "Brass is an alloy of zinc and copper"

synonym:
• alloy
,
• metal

2. İki veya daha fazla metalik element veya metalik ve metalik olmayan elementler içeren bir karışım, genellikle eriyik olduğunda birbirine kaynaşmış veya birbirine karışmıştır

• "Pirinç çinko ve bakır alaşımıdır"

eşanlamlı:
• alaşım
,
• metal

verb

1. Cover with metal

synonym:
• metal

1. Metal ile örtün

eşanlamlı:
• metal

adjective

1. Containing or made of or resembling or characteristic of a metal

• "A metallic compound"

• "Metallic luster"

• "The strange metallic note of the meadow lark, suggesting the clash of vibrant blades"- ambrose bierce

synonym:
• metallic
,
• metal(a)

1. Bir metalin içerdiği veya yapıldığı veya benzediği veya özelliği

• "Metalik bir bileşik"

• "Metalik parlaklık"

• "Çayır karanlığının garip metalik notu, canlı bıçakların çatışmasını öneriyor" - ambrose bierce

eşanlamlı:
• metal
,
• metal(a)

Examples of using

Tom walked through the metal detector.

Tom metal dedektöründen geçti.

They're not metal.

Onlar metal değil.

A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.

Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.

Lead is a metal.

Kurşun bir metaldir.

There are four trash cans in the school: one for paper, one for plastic, and two more for glass and metal.

Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.

Who's your favorite heavy metal guitarist?

Favori heavy metal gitaristin kim?

They awarded her a gold metal for her achievement.

Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

Give me the metal bucket with the oil in it.

Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.

If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.

Iron is a useful metal.

Demir yararlı bir metaldir.

We sell metal, paper, and wooden plates.

Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.

This ladder is metal.

Bu merdiven metal.

I have a metal table.

Metal bir tablom var.

I have a metal table.

Metal bir masam var.

Iron is a metal with many uses.

Demir, birçok kullanımı olan bir metaldir.

Acid eats into metal.

Asit metali çürütüyor.

The acid ate into the metal.

Asit metali çürüttü.

This metal is called zinc.

Bu metale çinko denir.

Is it made of wood or metal?

O ahşaptan mı yoksa metalden mi yapılmıştır.

Nickel is a hard, silver-white metal.

Nikel, sert, gümüş beyazı bir metaldır.