Translation meaning & definition of the word "meridian" into Turkish language
Türk diline "meridyen" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Meridian
[Meridyen]/mərɪdiən/
noun
1. The highest level or degree attainable
- The highest stage of development
- "His landscapes were deemed the acme of beauty"
- "The artist's gifts are at their acme"
- "At the height of her career"
- "The peak of perfection"
- "Summer was at its peak"
- "...catapulted einstein to the pinnacle of fame"
- "The summit of his ambition"
- "So many highest superlatives achieved by man"
- "At the top of his profession"
- synonym:
- acme ,
- height ,
- elevation ,
- peak ,
- pinnacle ,
- summit ,
- superlative ,
- meridian ,
- tiptop ,
- top
1. Ulaşılabilir en yüksek seviye veya derece
- Gelişimin en yüksek aşaması
- "Manzarası güzelliğin akmı olarak kabul edildi"
- "Sanatçının hediyeleri acme'de"
- "Kariyerinin zirvesinde"
- "Mükemmellik zirvesi"
- "Yaz zirvedeydi"
- "...instein'ı şöhretin zirvesine hapsetti"
- "Hırsının zirvesi"
- "Insan tarafından elde edilen çok sayıda en yüksek üstünlük"
- "Mesleğinin zirvesinde"
- eşanlamlı:
- acme ,
- yükseklik ,
- tepe ,
- zirve ,
- üstün ,
- meridyen ,
- doruk ,
- üst
2. A town in eastern mississippi
- synonym:
- Meridian
2. Mississippi'nin doğusunda bir kasaba
- eşanlamlı:
- Meridyen
3. An imaginary great circle on the surface of the earth passing through the north and south poles at right angles to the equator
- "All points on the same meridian have the same longitude"
- synonym:
- meridian ,
- line of longitude
3. Ekvatora dik açılarla kuzey ve güney kutuplarından geçen dünya yüzeyinde hayali bir büyük daire
- "Aynı meridyen üzerindeki tüm noktalar aynı boylamda"
- eşanlamlı:
- meridyen ,
- boylam çizgisi
adjective
1. Of or happening at noon
- "Meridian hour"
- synonym:
- meridian
1. Öğlen ya da oluyor
- "Meridyen saati"
- eşanlamlı:
- meridyen
2. Being at the best stage of development
- "Our manhood's prime vigor"- robert browning
- synonym:
- prime ,
- meridian
2. Gelişimin en iyi aşamasında olmak
- "Erkekliğimizin en önemli gücü" - robert browning
- eşanlamlı:
- birincil ,
- meridyen