Examples of using
Tom is one of the wealthiest men in the country.
Tom ülkedeki en zengin adamlardan biridir.
Tom is one of the most respected men in our town.
Tom şehrimizdeki en saygın insanlardan biridir.
Do you recognize those men?
Şu adamları tanıyor musun?
Tom was talking to a group of men gathered around the conference table.
Tom konferans masasının etrafında toplanmış bir grup erkekle konuşuyordu.
How many men are guarding Tom?
Tom'u kaç adam koruyor?
The younger men played while the older men watched.
Yaşlı erkekler izlerken genç erkekler oynadı.
The young men play and the old men watch.
Genç erkekler oynar ve yaşlı erkekler izler.
Men are stronger than women.
Erkekler kadınlardan daha güçlüdür.
Both you and I are men.
Hem sen hem ben erkeğiz.
In him was life, and that life was the light of men.
Yaşam ondaydı ve o yaşam da insanların ışığıydı.
Mary is afraid of men.
Mary erkeklerden korkar.
Football is a simple game. 22 men chase a ball for 90 minutes, and at the end the Germans always win.
Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşin koşar ve sonunda da daima Almanlar kazanır.
Football is a simple game. 22 men chase a ball for 90 minutes, and at the end the Germans always win.
Futbol basit bir oyundur.22 Adam bir topun peşinden 90 dakika boyunca koşar ve sonunda hep Almanların kazandığı bir oyundur.
Tom is one of the most handsome men I've ever seen.
Tom şu ana kadar gördüğüm en yakışıklı erkeklerden biridir.
Tom and some other men arrived fifteen minutes ago.
Tom ve bazı diğer adamlar on beş dakika önce geldi.
They're grown men.
Onlar yetişkin insanlar.
Fight like men.
Adam gibi dövüş
Fight like men.
Erkek gibi döğüş.
Both men laughed.
Her iki adam güldü.
They're innocent men.
Onlar masum insanlar.