Translation meaning & definition of the word "marrow" into Turkish language
Türk diline "evcil" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Marrow
[Ilik]/mɛroʊ/
noun
1. The fatty network of connective tissue that fills the cavities of bones
- synonym:
- marrow ,
- bone marrow
1. Kemiklerin boşluklarını dolduran bağ dokusunun yağlı ağı
- eşanlamlı:
- ilik ,
- kemik iliği
2. Any of various squash plants grown for their elongated fruit with smooth dark green skin and whitish flesh
- synonym:
- marrow ,
- marrow squash ,
- vegetable marrow
2. Pürüzsüz koyu yeşil tenli ve beyazımsı etli uzun meyveleri için yetiştirilen çeşitli kabak bitkilerinden herhangi biri
- eşanlamlı:
- ilik ,
- sakız kabağı
3. Very tender and very nutritious tissue from marrowbones
- synonym:
- marrow ,
- bone marrow
3. Kemik iliğinden çok hassas ve çok besleyici bir doku
- eşanlamlı:
- ilik ,
- kemik iliği
4. Large elongated squash with creamy to deep green skins
- synonym:
- marrow ,
- vegetable marrow
4. Kremsi ve derin yeşil derileri olan geniş uzun kabak
- eşanlamlı:
- ilik ,
- sakız kabağı
5. The choicest or most essential or most vital part of some idea or experience
- "The gist of the prosecutor's argument"
- "The heart and soul of the republican party"
- "The nub of the story"
- synonym:
- kernel ,
- substance ,
- core ,
- center ,
- centre ,
- essence ,
- gist ,
- heart ,
- heart and soul ,
- inwardness ,
- marrow ,
- meat ,
- nub ,
- pith ,
- sum ,
- nitty-gritty
5. Bazı fikirlerin veya deneyimlerin en önemli veya en önemli veya en hayati kısmı
- "Savcı argümanının özeti"
- "Kurtarıcı parti'nin kalbi ve ruhu"
- "Hikayenin en büyük kısmı"
- eşanlamlı:
- çekirdek ,
- madde ,
- merkez ,
- ruh ,
- özet ,
- yürek ,
- yürek ve ruh ,
- içyüz ,
- ilik ,
- et ,
- topak ,
- toplam ,
- küçük kumtaşı