Translation meaning & definition of the word "marriage" into Turkish language

noun

1. The state of being a married couple voluntarily joined for life (or until divorce)

• "A long and happy marriage"

• "God bless this union"

synonym:
• marriage
,
• matrimony
,
• union
,
• spousal relationship
,
• wedlock

1. Evli bir çift olma durumu gönüllü olarak ömür boyu (veya boşanana kadar) katıldı

• "Uzun ve mutlu bir evlilik"

• "Tanrı bu birliği korusun"

eşanlamlı:
• evlilik
,
• birlik
,
• evlilik ilişkisi

2. Two people who are married to each other

• "His second marriage was happier than the first"

• "A married couple without love"

synonym:
• marriage
,
• married couple
,
• man and wife

2. Birbirleriyle evli olan iki kişi

• "İkinci evliliği birinciden daha mutluydu"

• "Aşksız evli bir çift"

eşanlamlı:
• evlilik
,
• evli çift
,
• karı koca

3. The act of marrying

• The nuptial ceremony

• "Their marriage was conducted in the chapel"

synonym:
• marriage
,
• wedding
,
• marriage ceremony

3. Evlenme eylemi

• Evlilik töreni

• "Evlilikleri şapelde yapıldı"

eşanlamlı:
• evlilik
,
• düğün
,
• evlilik töreni

4. A close and intimate union

• "The marriage of music and dance"

• "A marriage of ideas"

synonym:
• marriage

4. Yakın ve samimi bir birlik

• "Müzik ve dansın evliliği"

• "Fikirlerin evliliği"

eşanlamlı:
• evlilik

Examples of using

She wants to find Mr. Right. At her age, she feels that she’s ready for marriage.

O Bay Doğru'yu bulmak istiyor. Onun yaşında, o evlenmek için hazır olduğunu hissediyor.

Your marriage is in trouble.

Evliliğin sıkıntıda.

Your marriage is in trouble.

Evliliğin sıkıntılı.

Our marriage is over.

Evliliğimiz bitti.

My parents had an arranged marriage.

Annem-babam görücü usulü evlilik yaptı.

I organized a marriage ceremony last month.

Geçen ay bir evlilik töreni organize ettim.

Tom and Mary have an extraordinarily happy marriage.

Tom ve Mary'nin olağanüstü mutlu bir evlilikleri var.

Tom and Mary say that they have the perfect marriage.

Tom ve Mary mükemmel bir evlilikleri olduğunu söylüyorlar.

Tom is related to Mary by marriage.

Tom evlilik vasıtasıyla Mary ile akrabadır.

Tom says that he has the perfect marriage.

Tom mükemmel bir evliliği olduğunu söylüyor.

Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.

Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.

Before you make a decision about your marriage, you should have a consultation with your parents.

Evlilik ile ilgili bir karar vermeden önce, ebeveynlerine danışmalısın.

She is related to him by marriage.

O, onunla evlilik yoluyla akrabadır.

They were having marriage problems.

Onlar evlilik sorunları yaşıyordu.

Don't rush into marriage.

Evlenmek için acele etmeyin.

They want to separate after 40 years of marriage.

Kırk yıllık evliliklerinin ardından ayrılmak istiyorlar.

Tom destroyed his marriage by lying to his wife.

Tom karısına yalan söyleyerek evliliğini mahvetti.