Examples of using
Didn't your parents teach you manners?
Ebeveynlerin sana adabımuaşeret öğretmedi mi?
I forgot my manners.
Görgümü unuttum.
Tom has bad table manners.
Tom'un kötü sofra adabı vardır.
Tom can't put up with Mary's bad manners any longer.
Tom Mary'nin kötü davranışlarına daha fazla katlanamaz.
She has no manners.
Onun kaba bir davranışı var.
I pardoned my friend for his poor manners.
Kötü davranışları için arkadaşımı affettim.
It's bad manners to talk during a concert.
Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.
She has very good manners.
Onun çok iyi davranışları vardır.
Your manners aren't very good.
Senin tavırların çok iyi değil.
Mind your manners.
Kendine gel.
We are disgusted by his bad manners.
Onun kötü davranışlarından tiskindik.
She has fine manners.
O görgülü biridir.
He has rough manners.
Onun kaba davranışları var.
He is unconscious of his bad manners.
Kötü davranışlarının farkında değil.
He has no manners at all.
O hiç tebiyeli değildir.
He is careful about his manners.
O, davranışları hakkında dikkatlidir.
Who taught them table manners?
Masa görgüsünü onlara kim öğretti?
It is bad manners to point at people.
İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.
His manners are not those of a gentleman.
Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
His manners aren't those of a gentleman.
Onun tavırları bir beyefendinin tavırları değil.
