Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "man" into Turkish language

Türk diline "adam" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Man

[Insan]
/mæn/

noun

1. An adult person who is male (as opposed to a woman)

  • "There were two women and six men on the bus"
    synonym:
  • man
  • ,
  • adult male

1. Erkek olan yetişkin bir kişi (bir kadının aksine)

  • "Otobüste iki kadın ve altı erkek vardı"
    eşanlamlı:
  • adam
  • ,
  • yetişkin erkek

2. Someone who serves in the armed forces

  • A member of a military force
  • "Two men stood sentry duty"
    synonym:
  • serviceman
  • ,
  • military man
  • ,
  • man
  • ,
  • military personnel

2. Silahlı kuvvetlerde görev yapan biri

  • Askeri bir gücün üyesi
  • "İki adam nöbetçi olarak kaldı"
    eşanlamlı:
  • servis görevlisi
  • ,
  • asker
  • ,
  • adam
  • ,
  • askeri personel

3. The generic use of the word to refer to any human being

  • "It was every man for himself"
    synonym:
  • man

3. Kelimenin herhangi bir insanı ifade etmek için genel kullanımı

  • "Her erkek kendi içindi"
    eşanlamlı:
  • adam

4. Any living or extinct member of the family hominidae characterized by superior intelligence, articulate speech, and erect carriage

    synonym:
  • homo
  • ,
  • man
  • ,
  • human being
  • ,
  • human

4. Hominidae familyasının yaşayan veya soyu tükenmiş herhangi bir üyesi, üstün zeka, ifade konuşma ve dik taşıma ile karakterize edilir

    eşanlamlı:
  • homo
  • ,
  • adam
  • ,
  • insanoğlu
  • ,
  • insan

5. A male subordinate

  • "The chief stationed two men outside the building"
  • "He awaited word from his man in havana"
    synonym:
  • man

5. Bir erkek ast

  • "Baş bina dışında iki adam yerleştirdi"
  • "Havana'daki adamından haber bekliyordu"
    eşanlamlı:
  • adam

6. An adult male person who has a manly character (virile and courageous competent)

  • "The army will make a man of you"
    synonym:
  • man

6. Erkeksi bir karaktere sahip yetişkin bir erkek kişi (viril ve cesur yetkili)

  • "Ordu seni bir adam yapacak"
    eşanlamlı:
  • adam

7. A manservant who acts as a personal attendant to his employer

  • "Jeeves was bertie wooster's man"
    synonym:
  • valet
  • ,
  • valet de chambre
  • ,
  • gentleman
  • ,
  • gentleman's gentleman
  • ,
  • man

7. İşverenine kişisel bir görevli olarak hareket eden bir hizmetçi

  • "Jeeves, bertie wooster'ın adamıydı"
    eşanlamlı:
  • uşak
  • ,
  • vale de chambre
  • ,
  • beyefendi
  • ,
  • beyefendinin beyefendisi
  • ,
  • adam

8. A male person who plays a significant role (husband or lover or boyfriend) in the life of a particular woman

  • "She takes good care of her man"
    synonym:
  • man

8. Belirli bir kadının hayatında önemli bir rol oynayan bir erkek kişi (kocası veya sevgilisi veya erkek arkadaşı)

  • "Erkeğine iyi bakıyor"
    eşanlamlı:
  • adam

9. One of the british isles in the irish sea

    synonym:
  • Man
  • ,
  • Isle of Man

9. İrlanda denizi'ndeki britanya adaları'ndan biri

    eşanlamlı:
  • Insan
  • ,
  • Man Adası

10. Game equipment consisting of an object used in playing certain board games

  • "He taught me to set up the men on the chess board"
  • "He sacrificed a piece to get a strategic advantage"
    synonym:
  • man
  • ,
  • piece

10. Belirli masa oyunlarının oynanmasında kullanılan bir nesneden oluşan oyun ekipmanı

  • "Adamları satranç tahtasına yerleştirmeyi öğretti"
  • "Stratejik bir avantaj elde etmek için bir parçayı feda etti"
    eşanlamlı:
  • adam
  • ,
  • parça

11. All of the living human inhabitants of the earth

  • "All the world loves a lover"
  • "She always used `humankind' because `mankind' seemed to slight the women"
    synonym:
  • world
  • ,
  • human race
  • ,
  • humanity
  • ,
  • humankind
  • ,
  • human beings
  • ,
  • humans
  • ,
  • mankind
  • ,
  • man

11. Dünyanın yaşayan tüm insan sakinleri

  • "Bütün dünya bir sevgiliyi sever"
  • "Her zaman `insankind' kullandı çünkü `mankind' kadınları hafife alıyor gibiydi"
    eşanlamlı:
  • dünya
  • ,
  • insan ırkı
  • ,
  • insanlık
  • ,
  • insanlar
  • ,
  • insan
  • ,
  • adam

verb

1. Take charge of a certain job

  • Occupy a certain work place
  • "Mr. smith manned the reception desk in the morning"
    synonym:
  • man

1. Belirli bir işin sorumluluğunu üstlenin

  • Belirli bir iş yerini işgal edin
  • "Bay smith sabah resepsiyon masasını açtı"
    eşanlamlı:
  • adam

2. Provide with workers

  • "We cannot man all the desks"
  • "Students were manning the booths"
    synonym:
  • man

2. İşçilere hizmet etmek

  • "Bütün masaları işleyemeyiz"
  • "Öğrenciler kabinleri yönetiyordu"
    eşanlamlı:
  • adam

Examples of using

Tom is a slightly overweight man.
Tom biraz kilolu bir adam.
Tom is a remarkable young man.
Tom fevkalade genç bir adam.
Tom is a handsome man, apparently in his thirties.
Tom görünüşte otuz yaşlarında yakışıklı bir adam.