Translation meaning & definition of the word "majority" into Turkish language

noun

1. The property resulting from being or relating to the greater in number of two parts

• The main part

• "The majority of his customers prefer it"

• "The bulk of the work is finished"

synonym:
• majority
,
• bulk

1. İki parçadan daha fazla olmaktan veya bunlarla ilgili olmaktan kaynaklanan mülk

• Ana bölüm

• "Müşterilerin çoğu bunu tercih ediyor"

• "İşin büyük kısmı bitti"

eşanlamlı:
• çoğunluk
,
• toplu

2. (elections) more than half of the votes

synonym:
• majority
,
• absolute majority

2. (seçimler) oyların yarısından fazlası

eşanlamlı:
• çoğunluk
,
• salt çoğunluk

3. The age at which persons are considered competent to manage their own affairs

synonym:
• majority
,
• legal age

3. Kişilerin kendi işlerini yönetmek için yetkili sayıldığı yaş

eşanlamlı:
• çoğunluk
,
• kanuni yaş

Examples of using

The majority of the songs became uninteresting.

Şarkıların çoğunluğu ilginç olmadı.

The majority didn't accept the proposal.

Çoğunluk teklifi kabul etmedi.

I have no strong opinion about the matter, so whatever the majority thinks is good is OK with me.

Konuyla ilgili güçlü bir fikrim yok, bu yüzden çoğunluk neyin iyi olduğunu düşünüyorsa bana uyar.

The majority of the Swiss can speak three or four languages.

İsviçrelilerin çoğunluğu üç ya da dört dil konuşabilmektedir.

The majority of the Swiss can speak three or four languages.

İsviçrelilerin çoğunluğu üç ya da dört dil konuşabilir.

Tom spends a majority of his time helping Mary.

Tom zamanının çoğunluğunu Mary'ye yardım ederek harcar.

She spends a majority of her time taking care of her children.

O, zamanının çoğunluğunu çocuklarına bakarak harcar.

Protestants were in the majority.

Protestanlar çoğunlukta idi.

None of the candidates got a majority of the votes.

Adayların hiçbiri oy çoğunluğunu almadı.

He had the majority he needed.

O, ihtiyacı olan çoğunluğa sahipti

They believed they were in the majority.

Onlar çoğunlukta olduğuna inanıyordu.

The majority of students here are diligent.

Buradaki öğrencilerin çoğunluğu çalışkan.

The government got their majority at the last election.

Hükümet son seçimde çoğunluğu kazandı.

They elected him mayor by a large majority.

Onu büyük bir çoğunlukla belediye başkanı seçtiler.

He won the election by a large majority.

Büyük bir çoğunlukla seçimi kazandı.

The president shall be selected by majority vote.

Başkan çoğunluğun oyu ile seçilecek.

A majority voted against the bill.

Bir çoğunluk tasarıya karşı oy verdi.

Why does the politician try to kill off the opinions of the majority?

Neden politikacı çoğunluğun görüşünün kökünü kazımaya çalışıyor?

A majority of students dislike history.

Öğrencilerin çoğunluğu tarih sevmiyor.