Translation meaning & definition of the word "majestic" into Turkish language
Türk diline "majestic" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Majestic
[Muhteşem]/məʤɛstɪk/
adjective
1. Majestic in manner or bearing
- Superior to mundane matters
- "His majestic presence"
- "Olympian detachment"
- "Olympian beauty and serene composure"
- synonym:
- majestic ,
- olympian
1. Görkemli bir şekilde veya rulman
- Sıradan meselelerden üstündür
- "Onun görkemli varlığı"
- "Olimpian müfrezesi"
- "Olimpian güzellik ve dingin soğuk"
- eşanlamlı:
- muhteşem ,
- olimpos tanrısı
2. Having or displaying great dignity or nobility
- "A gallant pageant"
- "Lofty ships"
- "Majestic cities"
- "Proud alpine peaks"
- synonym:
- gallant ,
- lofty ,
- majestic ,
- proud
2. Büyük bir haysiyet veya asalet sahibi olmak veya göstermek
- "Canlı bir yarışma"
- "Güçlü gemiler"
- "Majestic şehirler"
- "Gururlu alpin zirveleri"
- eşanlamlı:
- yiğit ,
- yüksek ,
- muhteşem ,
- gururlu
3. Belonging to or befitting a supreme ruler
- "Golden age of imperial splendor"
- "Purple tyrant"
- "Regal attire"
- "Treated with royal acclaim"
- "The royal carriage of a stag's head"
- synonym:
- imperial ,
- majestic ,
- purple ,
- regal ,
- royal
3. Bir yüce hükümdara ait olmak veya ona yakışmak
- "İmparatorluk ihtişamının altın çağı"
- "Mor tirant"
- "Regal kıyafetleri"
- "Kraliyet beğeni ile muamele gördü"
- "Bir geyiğin başının kraliyet arabası"
- eşanlamlı:
- imparatorluk ,
- muhteşem ,
- mor ,
- krallık ,
- kraliyet