Examples of using
Tom accused Mary of lying.
Tom Mary'yi yalan söylemekle suçladı.
You're lying to me, aren't you?
Bana yalan söylüyorsun, değil mi?
Tom was lying in bed, staring up at the ceiling.
Tom yatakta yatıyordu, tavana bakıyordu.
She was lying.
Yalan söylüyordu.
Don't expect me to be truthful when you keep lying to me so blatantly.
Bana göz göre göre yalan söylemeyi sürdürürken benden doğru sözlü olmamı bekleme.
Maybe you're lying.
Belki de yalan söylüyorsun.
I should've known you were lying.
Yalan söylediğini bilmeliydim.
I saw something lying on my desk.
Masamda duran bir şey gördüm.
I know you're not lying.
Uzanmadığını biliyorum.
I know you're not lying.
Yalan söylemediğini biliyorum.
I know you're lying.
Yalan söylediğini biliyorum.
I know when Tom is lying.
Tom'un ne zaman yalan söylediğini biliyorum.
I know when someone's lying to me.
Birisi bana yalan söylediğinde biliyorum.
I knew you were lying.
Yalan söylediğini biliyordum.
I knew Tom was lying.
Tom'un yalan söylediğini biliyordum.
I have a feeling Tom is lying.
Tom'un yalan söylediği içime doğdu.
I don't think Tom was lying.
Tom'un yalan söylediğini sanmıyorum.
I don't think Tom is lying.
Tom'un yalan söylediğini sanmıyorum.
I have reason to believe that you're lying.
Yalan söylediğine inanacak nedenim var.
I couldn't keep lying to Tom.
Tom'a yalan söylemeyi sürdüremedim.