Translation meaning & definition of the word "lunch" into Turkish language

noun

1. A midday meal

synonym:
• lunch
,
• luncheon
,
• tiffin
,
• dejeuner

1. Öğlen yemeği

eşanlamlı:
• öğle yemeği
,
• tiffin

verb

1. Take the midday meal

• "At what time are you lunching?"

synonym:
• lunch

1. Öğlen yemeğini al

• "Ne zaman öğle yemeği yiyorsun?"

eşanlamlı:
• öğle yemeği

2. Provide a midday meal for

• "She lunched us well"

synonym:
• lunch

2. Için bir öğlen yemeği verin

• "Bizi iyi öğle yemeği yedi"

eşanlamlı:
• öğle yemeği

Examples of using

You're not invited to lunch.

Öğle yemeğine davetli değilsin.

When will lunch be ready?

Öğle yemeği ne zaman hazır olacak?

We totally forgot about lunch.

Öğle yemeğini tamamen unuttuk.

Is lunch ready?

Öğle yemeği hazır mı?

If you want me to, I'll make you lunch every day.

Eğer istersen her gün öğle yemeğini yapacağım.

Let's go for a walk after lunch.

Öğle yemeğinden sonra yürüyüşe gidelim.

How many drinks did you have at lunch?

Öğle yemeğinde kaç tane içki içtin?

Every day at school I have lunch with my friends.

Her gün okulda arkadaşlarımla öğle yemeğini yerim.

After having a lunch I feel like to sleep.

Öğle yemeğini yedikten sonra uyuyasım geldi.

Tom left after lunch.

Tom öğle yemeğinden sonra ayrıldı.

I'm waiting for lunch.

Öğle yemeği için bekliyorum.

I'm waiting for lunch.

Öğle yemeğini bekliyorum.

We're all having lunch.

Hepimiz öğle yemeği yiyoruz.

I had the lunch.

Öğle yemeğini yedim.

I read that report before lunch.

Öğle yemeğinden önce o raporu okudum.

I ran into Tom at lunch today.

Bugün öğle yemeğinde Tom'a rastladım.

I owe you a lunch.

Sana bir öğle yemeği borçluyum.

I made you lunch.

Sana öğle yemeği yaptım.

I invited Tom to lunch.

Tom'u öğle yemeğine davet ettim.

I have lunch plans with Tom.

Tom'la öğle yemeği planlarım var.