Tom blamed his failure to bad luck.
Tom başarısızlığını kötü şansa bağladı.
It wasn't just luck.
Sadece şans değildi.
Some people believe that the number thirteen brings bad luck.
Bazıları on üç sayısının uğursuzluk getirdiğine inanır.
I have no luck.
Şansım yok.
I think our luck just ran out.
Sanırım şansımız öylece tükendi.
Tom is in luck.
Tom şanslı.
I won't need luck.
Şansa ihtiyacım olmayacak.
I don't need luck.
Şansa ihtiyacım yok.
Wish me luck.
Bana şans dile.
It wasn't luck.
Şans değildi.
I'm in luck.
Şansım yaver gidiyor.
Black cats bring bad luck.
Kara kediler uğursuzluk getirir.
His success was mostly due to good luck.
Başarısı çoğunlukla iyi şansa bağlıydı.
She blamed her failure on bad luck.
Başarısızlığını kötü şansa bağladı.
He'll run out of luck sooner or later.
Er ya da geç şansı tükenecek.
You don't need luck.
Şansa ihtiyacın yok.
Tom wished Mary good luck.
Tom Mary'ye iyi şanslar diledi.
Some superstitious people in America believe that if a black cat crosses your path, you'll have bad luck.
Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar, kara bir kedi yolunuzu geçerse şansınızın kötü olacağına inanırlar.
Black cats are bad luck.
Kara kediler kötü şans.
Tom couldn't believe his luck.
Tom şansına inanamadı.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.