Translation meaning & definition of the word "lovely" into Turkish language

noun

1. A very pretty girl who works as a photographer's model

synonym:
• cover girl
,
• pin-up
,
• lovely

1. Fotoğrafçı modeli olarak çalışan çok güzel bir kız

eşanlamlı:
• kapak kızı
,
• iğnelemek
,
• sevimli

adjective

1. Appealing to the emotions as well as the eye

synonym:
• lovely

1. Duygulara ve göze hitap eder

eşanlamlı:
• sevimli

2. Lovable especially in a childlike or naive way

synonym:
• adorable
,
• endearing
,
• lovely

2. Özellikle çocuksu veya naif bir şekilde sevilebilir

eşanlamlı:
• çok güzel
,
• sevecen
,
• sevimli

Examples of using

You have a lovely daughter.

Güzel bir kızın var.

You look very lovely tonight.

Bu gece hoş görünüyorsun.

I had a lovely night.

Hoş bir gece geçirdim.

You looked lovely.

Hoş görünüyordun.

You look lovely.

Çok hoş görünüyorsun.

That was lovely.

O güzeldi.

That sounds lovely.

O güzel görünüyor.

It was lovely.

Şirindi.

Mary is lovely.

Mary sevimli.

What a lovely dress!

Ne güzel bir elbise!

Men like lovely women.

Erkekler hoş kadınları sever.

Ania is a lovely girl.

Ania güzel bir kız.

Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum.

It turned out to be a lovely day.

Onun güzel bir gün olduğu ortaya çıktı.

She looks very lovely.

O çok hoş görünüyor.

She wished the lovely dog belonged to her.

O güzel köpeğin ona ait olmasını diledi.

She gave me a lovely watch, but I lost it.

Bana güzel bir saat verdi fakat onu kaybettim.

She is, indeed, a lovely girl.

O, gerçekten, güzel bir kızdır.

They had a lovely time together.

Onlar birlikte güzel bir zaman geçirdiler.