Translation meaning & definition of the word "loss" into Turkish language

noun

1. Something that is lost

• "The car was a total loss"

• "Loss of livestock left the rancher bankrupt"

synonym:
• loss

1. Kaybolan bir şey

• "Araba tamamen kayıptı"

• "Hayvancılık kaybı çiftlik sahibini iflas ettirdi"

eşanlamlı:
• kayıp

2. Gradual decline in amount or activity

• "Weight loss"

• "A serious loss of business"

synonym:
• loss

2. Miktar veya aktivitede kademeli düşüş

• "Kilo kaybı"

• "Ciddi bir iş kaybı"

eşanlamlı:
• kayıp

3. The act of losing someone or something

• "Everyone expected him to win so his loss was a shock"

synonym:
• loss

3. Birini ya da bir şeyi kaybetme eylemi

• "Herkes onun kazanmasını bekliyordu, bu yüzden kaybı şok oldu"

eşanlamlı:
• kayıp

4. The disadvantage that results from losing something

• "His loss of credibility led to his resignation"

• "Losing him is no great deprivation"

synonym:
• loss
,
• deprivation

4. Bir şeyi kaybetmenin getirdiği dezavantaj

• "Güvenilirlik kaybı istifasına yol açtı"

• "Onu kaybetmek büyük bir mahrumiyet değil"

eşanlamlı:
• kayıp
,
• mahrumiyet

5. The experience of losing a loved one

• "He sympathized on the loss of their grandfather"

synonym:
• loss

5. Sevilen birini kaybetme deneyimi

• "Büyükbabalarının kaybına sempati duyuyordu"

eşanlamlı:
• kayıp

6. The amount by which the cost of a business exceeds its revenue

• "The company operated at a loss last year"

• "The company operated in the red last year"

synonym:
• loss
,
• red ink
,
• red

6. Bir işletmenin maliyetinin gelirini aştığı tutar

• "Şirket geçen yıl bir kayıpla faaliyet gösterdi"

• "Şirket geçen yıl kırmızı renkte faaliyet gösterdi"

eşanlamlı:
• kayıp
,
• kırmızı mürekkep
,
• kırmızı

7. Military personnel lost by death or capture

synonym:
• personnel casualty
,
• loss

7. Ölüm veya yakalanma nedeniyle kaybedilen askeri personel

eşanlamlı:
• personel zayiatı
,
• kayıp

8. Euphemistic expressions for death

• "Thousands mourned his passing"

synonym:
• passing
,
• loss
,
• departure
,
• exit
,
• expiration
,
• going
,
• release

8. Ölüm için örtmece ifadeler

• "Binlerce kişi onun ölümünün yasını tuttu"

eşanlamlı:
• geçen
,
• kayıp
,
• ayrılış
,
• çıkış
,
• süre sonu
,
• giden
,
• serbest bırakma

Examples of using

What a loss!

Ne kayıp ama!

That's your loss.

O senin kaybın.

The loss of her father was very painful for her.

Babasının kaybı onun için çok acı oldu.

Who's taking responsibility for the loss?

Kim kayıp için sorumluluk alıyor?

He was weak from the loss of blood.

Kan kaybından zayıf düşmüştü.

He deeply regretted this loss.

O, bu kayba son derece üzüldü.

Tom's diet resulted in weight loss.

Tom'un diyeti kilo kaybıyla sonuçlandı.

Amnesia means "loss of memory".

Amnezi, "hafıza kaybı" anlamına gelir.

She was at a loss what to do.

Ne yapacağını bilmiyordu.

Mary is at a loss about what to say to him.

Mary ona ne söyleyeceğini şaşırdı.

The loss must be made up for next month.

Kayıp gelecek ay telafi edilmeli.

She was at a loss for words.

O, ne söyleyeceğini bilemedi.

He estimated the loss at five million yen.

5,000,000 yen kayıp tahmin etti.

He is suffering from loss of memory.

Hafıza kaybından muzdarip.

He was at a loss which way to take.

O, hangi yoldan gideceğini şaşırmıştı.

The loss amounted to 100 dollars.

Kayıp 100 dolara ulaştı.

The loss amounted to $2,000,000.

Kayıp 2,000,000 dolara ulaştı.

The loss adds up to $1,000,000.

Kayıp 1,000,000 dolara ulaştı.

The loss amounts to a million dollars.

Kayıp bir milyon doları buluyor.

The loss amounts to ten million dollars.

Kayıp on milyon dolara varıyor.