Translation meaning & definition of the word "longer" into Turkish language

noun

1. A person with a strong desire for something

• "A longer for money"

• "A thirster after blood"

• "A yearner for knowledge"

synonym:
• longer
,
• thirster
,
• yearner

1. Bir şeye karşı güçlü bir arzusu olan bir insan

• "Para için daha uzun"

• "Kandan sonra bir susuzluk"

• "Bilgi için bir yıl"

eşanlamlı:
• daha uzun
,
• susuzluk
,
• yaşındaki

adverb

1. For more time

• "Can i stay bit longer?"

synonym:
• longer

1. Daha fazla zaman için

• "Biraz daha kalabilir miyim?"

eşanlamlı:
• daha uzun

Examples of using

Tom never stays anywhere longer than three days.

Tom bir yerde üç günden daha uzun süre asla kalmaz.

Tom is no longer a teacher.

Tom artık bir öğretmen değil.

Tom is no longer a student.

Tom artık bir öğrenci değil.

Tom decided not to wait any longer.

Tom artık beklememeye karar verdi.

Tom couldn't take the pain any longer.

Tom ağrıya daha fazla dayanamadı.

Tom couldn't take it any longer.

Tom buna daha fazla dayanamadı.

Tom couldn't stand the pain any longer.

Tom ağrıya daha fazla dayanamadı.

Tom could no longer control himself.

Tom daha fazla kendini kontrol edemedi.

Tom can stay here a little longer if he wants to.

Tom eğer isterse burada biraz daha kalabilir.

Tom became aware that he was no longer alone anymore.

Tom bundan sonra artık yalnız olmadığının farkında oldu.

You can no longer hurt me.

Artık beni incitemezsin.

I can no longer trust Tom.

Artık Tom'a güvenemiyorum.

I guess I could wait a little bit longer.

Sanırım biraz daha bekleyebilirim.

I can wait a little bit longer.

Biraz daha bekleyebilirim.

Please stay a little longer.

Lütfen biraz daha kal.

Won't you stay a little bit longer?

Biraz daha kalır mısın?

Won't you please stay a little bit longer?

Lütfen biraz daha kalır mısın?

Tom said he couldn't wait any longer.

Tom artık bekleyemeyeceğini söyledi.

I think that the Harry Potter series is longer than the Bible.

Harry Potter serisinin İncil'den daha uzun olduğunu düşünüyorum.

How much longer do you think it'll take?

Onun ne kadar daha süreceğini düşünüyorsun?