Translation meaning & definition of the word "lofty" into Turkish language
Türk diline "lofty" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Lofty
[Yüksek]/lɔfti/
adjective
1. Of high moral or intellectual value
- Elevated in nature or style
- "An exalted ideal"
- "Argue in terms of high-flown ideals"- oliver franks
- "A noble and lofty concept"
- "A grand purpose"
- synonym:
- exalted ,
- elevated ,
- sublime ,
- grand ,
- high-flown ,
- high-minded ,
- lofty ,
- rarefied ,
- rarified ,
- idealistic ,
- noble-minded
1. Yüksek ahlaki veya entelektüel değer
- Doğada veya tarzda yükseltilmiş
- "Yüce bir ideal"
- "Yüksek uçuş idealleri açısından tartışın" - oliver franks
- "Soylu ve yüce bir kavram"
- "Büyük bir amaç"
- eşanlamlı:
- yüceltilmiş ,
- yüksek ,
- görkemli ,
- büyük ,
- yüksekten uçmuş ,
- asil ruhlu ,
- nadir bulunan ,
- rarifiye ,
- idealist
2. Of imposing height
- Especially standing out above others
- "An eminent peak"
- "Lofty mountains"
- "The soaring spires of the cathedral"
- "Towering icebergs"
- synonym:
- eminent ,
- lofty ,
- soaring ,
- towering
2. Heybetli bir yükseklikte
- Özellikle de başkalarının üstünde durarak
- "İnemli bir zirve"
- "Müthiş dağlar"
- "Katedralin yükselen kuleleri"
- "Towering icebergs" şarkısı"
- eşanlamlı:
- ünlü ,
- yüksek ,
- tırmanan
3. Having or displaying great dignity or nobility
- "A gallant pageant"
- "Lofty ships"
- "Majestic cities"
- "Proud alpine peaks"
- synonym:
- gallant ,
- lofty ,
- majestic ,
- proud
3. Büyük bir haysiyet veya asalet sahibi olmak veya göstermek
- "Canlı bir yarışma"
- "Güçlü gemiler"
- "Majestic şehirler"
- "Gururlu alpin zirveleri"
- eşanlamlı:
- yiğit ,
- yüksek ,
- muhteşem ,
- gururlu