Translation meaning & definition of the word "liver" into Turkish language
Türk diline "karaciğer" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Liver
[Karaciğer]/lɪvər/
noun
1. Large and complicated reddish-brown glandular organ located in the upper right portion of the abdominal cavity
- Secretes bile and functions in metabolism of protein and carbohydrate and fat
- Synthesizes substances involved in the clotting of the blood
- Synthesizes vitamin a
- Detoxifies poisonous substances and breaks down worn-out erythrocytes
- synonym:
- liver
1. Karın boşluğunun sağ üst kısmında bulunan büyük ve karmaşık kırmızımsı kahverengi glandüler organ
- Safra salgılar ve protein ve karbonhidrat ve yağ metabolizmasında işlev görür
- Kanın pıhtılaşmasında rol oynayan maddeleri sentezler
- A vitamini sentezler
- Zehirli maddeleri detoksifiye eder ve yıpranmış eritrositleri parçalar
- eşanlamlı:
- karaciğer
2. Liver of an animal used as meat
- synonym:
- liver
2. Et olarak kullanılan bir hayvanın karaciğeri
- eşanlamlı:
- karaciğer
3. A person who has a special life style
- "A high liver"
- synonym:
- liver
3. Özel bir yaşam tarzı olan bir insan
- "Yüksek karaciğer"
- eşanlamlı:
- karaciğer
4. Someone who lives in a place
- "A liver in cities"
- synonym:
- liver
4. Bir yerde yaşayan biri
- "Şehirlerde bir karaciğer"
- eşanlamlı:
- karaciğer
adjective
1. Having a reddish-brown color
- synonym:
- liver-colored ,
- liver
1. Kırmızımsı kahverengi bir renge sahip olmak
- eşanlamlı:
- karaciğer renginde ,
- karaciğer
Examples of using
Tom nearly died after eating some raw liver.
Tom biraz çiğ karaciğer yedikten sonra neredeyse ölüyordu.
Is eating liver good for you?
Karaciğer yemek sizin için iyimi?
Is eating liver bad for you?
Karaciğer yemek sizin için kötü mü?