Translation meaning & definition of the word "list" into Turkish language

noun

1. A database containing an ordered array of items (names or topics)

synonym:
• list
,
• listing

1. Sıralı bir dizi öğe (isimler veya konular) içeren bir veritabanı

eşanlamlı:
• liste
,
• listeleme

2. The property possessed by a line or surface that departs from the vertical

• "The tower had a pronounced tilt"

• "The ship developed a list to starboard"

• "He walked with a heavy inclination to the right"

synonym:
• tilt
,
• list
,
• inclination
,
• lean
,
• leaning

2. Dikeyden ayrılan bir çizgi veya yüzeyin sahip olduğu özellik

• "Kulenin belirgin bir eğimi vardı"

• "Gemi sancak için bir liste geliştirdi"

• "Sağda ağır bir eğimle yürüdü"

eşanlamlı:
• eğim
,
• liste
,
• yalın
,
• eğilme

verb

1. Give or make a list of

• Name individually

• Give the names of

• "List the states west of the mississippi"

synonym:
• list
,
• name

1. Bir liste yapın veya verin

• Ayrı ayrı isim vermek

• Isimlerini vermek

• "Mississippi'nin batısındaki eyaletleri listele"

eşanlamlı:
• liste
,
• isim

2. Include in a list

• "Am i listed in your register?"

synonym:
• list

2. Listeye dahil etmek

• "Kayıtınızda kayıtlı mıyım?"

eşanlamlı:
• liste

3. Cause to lean to the side

• "Erosion listed the old tree"

synonym:
• list
,
• lean

3. Yana eğilmeyi sebep etmek

• "Erozyon yaşlı ağacı listeledi"

eşanlamlı:
• liste
,
• yalın

4. Tilt to one side

• "The balloon heeled over"

• "The wind made the vessel heel"

• "The ship listed to starboard"

synonym:
• list
,
• heel

4. Bir tarafa doğru eğilin

• "Balon topuklandı"

• "Rüzgar geminin topuğunu yaptı"

• "Gemi sancak tarafına kaydedildi"

eşanlamlı:
• liste
,
• topuk

5. Enumerate

• "We must number the names of the great mathematicians"

synonym:
• number
,
• list

5. Saymak

• "Büyük matematikçilerin isimlerini saymalıyız"

eşanlamlı:
• numara
,
• liste

Examples of using

Tom has a list of people who helped.

Tom yardım eden kişilerin bir listesine sahip.

Tom asked me if he was on the list of people invited to the party.

Tom bana partiye davet edilen kişilerin listesinde olup olmadığını sordu.

Your name is definitely not on the list.

İsminiz kesinlikle listede değil.

You're definitely not on the list.

Kesinlikle listede değilsin.

Why are you at the top of the list?

Neden listenin başındasın?

I've narrowed the list of possibilities down to three.

Seçenekler listesini üçle sınırlandırdım.

One of the items on your wish list is on sale.

İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.

Tom scratched his name off the list.

Tom listeden ismini sildi.

Tom scanned the list, but couldn't find his name.

Tom listeyi taradı ama kendi adını bulamadı.

Tom recognized three of the names on the list.

Tom listedeki isimlerden üçünü tanıdı.

Tom made a list of potential problems that we should watch out for.

Tom dikkat etmemiz gereken potansiyel sorunların bir listesini yaptı.

How many people are on the list now?

Listede şimdi kaç kişi var?

How many names were on the list?

Listede kaç tane isim vardı?

How many names are on the list?

Listede kaç isim var?

Tom was on the list.

Tom listedeydi.

Add my name to the list.

Adımı listeye ekle.

Add my name to the list.

İsmimi listeye ekle.

Pick a name from this list.

Listeden bir isim seçin.

Pick a name from this list.

Listeden bir isim seç.

Where's the list?

Liste nerede?