Translation meaning & definition of the word "lined" into Turkish language
Türk diline "çizgili" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Lined
[Astarlı]/laɪnd/
adjective
1. Bordered by a line of things
- "Tree lined streets"
- synonym:
- lined
1. Bir dizi şeyle sınırlanmış
- "Ağaçlı sokaklar"
- eşanlamlı:
- astarlı
2. (used especially of skin) marked by lines or seams
- "Their lined faces were immeasurably sad"
- "A seamed face"
- synonym:
- lined ,
- seamed
2. (özellikle ciltte kullanılır) çizgiler veya dikişlerle işaretlenir
- "Sıralı yüzleri ölçülemeyecek kadar üzgündü"
- "Dikişsiz bir yüz"
- eşanlamlı:
- astarlı ,
- dikişli
3. Having a lining or a liner
- Often used in combination
- "A lined skirt"
- "A silk-lined jacket"
- synonym:
- lined
3. Astar veya astar olması
- Genellikle kombinasyon halinde kullanılır
- "Bir etek çizgili"
- "İpek astarlı ceket"
- eşanlamlı:
- astarlı
Examples of using
The children are lined up for the bus.
Çocuklar otobüs için sıraya girdiler.
The traffic was very heavy. The cars were lined up bumper to bumper.
Trafik çok yoğundu. Arabalar tampon tampona dizilmişti.
The coat is lined with fur.
Bu ceket kürkle astarlanmıştır.