Translation meaning & definition of the word "limitless" into Turkish language
Türk diline "sınırsız" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Limitless
[Sınırsız]/lɪmətləs/
adjective
1. Without limits in extent or size or quantity
- "Limitless vastness of our solar system"
- synonym:
- illimitable ,
- limitless ,
- measureless
1. Boyut, boyut veya miktar sınırlaması olmadan
- "Güneş sistemimizin sınırsız genişliği"
- eşanlamlı:
- sınırsız ,
- ölçüsüz
2. Having no limits in range or scope
- "To start with a theory of unlimited freedom is to end up with unlimited despotism"- philip rahv
- "The limitless reaches of outer space"
- synonym:
- unlimited ,
- limitless
2. Aralık veya kapsamda sınır olmaması
- "Sınırsız özgürlük teorisiyle başlamak, sınırsız despotizmle sonuçlanmak demektir"- philip rahv
- "Uzayın sınırsız erişimleri"
- eşanlamlı:
- sınırsız
3. Seemingly boundless in amount, number, degree, or especially extent
- "Unbounded enthusiasm"
- "Children with boundless energy"
- "A limitless supply of money"
- synonym:
- boundless ,
- unbounded ,
- limitless
3. Görünüşte sınırsız miktarda, sayı, derece veya özellikle ölçüde
- "Sınırsız coşku"
- "Sınırsız enerjiye sahip çocuklar"
- "Sınırsız para arzı"
- eşanlamlı:
- engin ,
- sınırsız
Examples of using
Natural resources are not limitless.
Doğal kaynaklar sınırsız değildir.