Translation meaning & definition of the word "limited" into Turkish language
Türk diline "sınırlı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Limited
[Sınırlı]/lɪmətəd/
noun
1. Public transport consisting of a fast train or bus that makes only a few scheduled stops
- "He caught the express to new york"
- synonym:
- express ,
- limited
1. Sadece birkaç tarifeli durak yapan hızlı bir tren veya otobüsten oluşan toplu taşıma araçları
- "New york'a ifadeyi yakaladı"
- eşanlamlı:
- ifade etmek ,
- sınırlı
adjective
1. Small in range or scope
- "Limited war"
- "A limited success"
- "A limited circle of friends"
- synonym:
- limited
1. Aralık veya kapsamda küçük
- "Sınırlı savaş"
- "Sınırlı bir başarı"
- "Sınırlı bir arkadaş çevresi"
- eşanlamlı:
- sınırlı
2. Subject to limits or subjected to limits
- synonym:
- circumscribed ,
- limited
2. Sınırlara tabidir veya sınırlara tabidir
- eşanlamlı:
- sınırlı
3. Including only a part
- synonym:
- limited
3. Sadece bir kısmı dahil
- eşanlamlı:
- sınırlı
4. Mediocre
- synonym:
- limited ,
- modified
4. Orta
- eşanlamlı:
- sınırlı ,
- modifiye edilmiş
5. Not excessive
- synonym:
- limited
5. Aşırı değil
- eşanlamlı:
- sınırlı
6. Having a specific function or scope
- "A special (or specific) role in the mission"
- synonym:
- limited ,
- special
6. Belirli bir fonksiyon veya kapsam olması
- "Görevde özel (veya özel) bir rol"
- eşanlamlı:
- sınırlı ,
- özel
7. Not unlimited
- "A limited list of choices"
- synonym:
- limited
7. Sınırsız değil
- "Sınırlı bir seçim listesi"
- eşanlamlı:
- sınırlı
Examples of using
Due to limited visibility navigation may be difficult.
Sınırlı görüş nedeniyle yolculuk zor olabilir.
He had limited skills in politics.
Politikada sınırlı yetenekleri vardı.
The number of tickets was limited.
Biletlerin sayısı sınırlıydı.