Translation meaning & definition of the word "limitation" into Turkish language
Türk diline "sınırlama" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Limitation
[Sınırlama]/lɪmɪteʃən/
noun
1. A principle that limits the extent of something
- "I am willing to accept certain restrictions on my movements"
- synonym:
- restriction ,
- limitation
1. Bir şeyin boyutunu sınırlayan bir ilke
- "Hareketlerimle ilgili bazı kısıtlamaları kabul etmeye hazırım"
- eşanlamlı:
- kısıtlama ,
- sınırlama
2. The quality of being limited or restricted
- "It is a good plan but it has serious limitations"
- synonym:
- limitation
2. Sınırlı veya kısıtlı olmanın kalitesi
- "İyi bir plan ama ciddi sınırlamaları var"
- eşanlamlı:
- sınırlama
3. The greatest amount of something that is possible or allowed
- "There are limits on the amount you can bet"
- "It is growing rapidly with no limitation in sight"
- synonym:
- limit ,
- limitation
3. Mümkün veya izin verilen en büyük miktar
- "Bahis oynayabileceğiniz miktarın sınırları vardır"
- "Görüşte herhangi bir sınırlama olmaksızın hızla büyüyor"
- eşanlamlı:
- limit ,
- sınırlama
4. (law) a time period after which suits cannot be brought
- "Statute of limitations"
- synonym:
- limitation
4. (hukuk) dava açılamayan bir süre sonra
- "Sınırlamaların durumu"
- eşanlamlı:
- sınırlama
5. An act of limiting or restricting (as by regulation)
- synonym:
- limitation ,
- restriction
5. Sınırlama veya kısıtlama eylemi (düzenleme ile olduğu gibi)
- eşanlamlı:
- sınırlama ,
- kısıtlama
Examples of using
Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.